Page 42 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Özel Sayı
P. 42
Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Çalışmalarının Paris Anlaşması Taahhütleri ve
Net Sıfır Emisyon 2053 Hedefleri Bakımından Değerlendirilmesi
ve erozyona maruz kalan yamaç arazilerde gerçekleştirilmektedir. Ayrıca,
su akışını düzenleyici tesislerin yapımı gibi mühendislik çözümleri de
erozyonla mücadelede önemli rol oynamaktadır.
3. Erozyonla Taşınan Toprak Miktarının Azaltılması: Türkiye, 2023
yılına kadar erozyonla taşınan toprak miktarını 130 milyon ton/yıl
indirmeyi hedeflemektedir. Bu hedefe ulaşmak için tarım, orman ve
mera alanlarında alınacak ilave tedbirler ve Çölleşme ve Erozyonla
Mücadele Genel Müdürlüğü (ÇEMGM) tarafından geliştirilen erozyon
tahmin modeli kullanılarak izleme ve kontrol sistemleri daha da
güçlendirilecektir.
4. Yeşil Altyapı: Erozyonla mücadelede yeşil altyapı sistemleri, bitki
örtüsünü güçlendirerek ve suyun doğru yönetimini sağlayarak toprak
kaybını azaltmada önemli bir rol oynayabilir. Kırsal ve kentsel alanlarda
yeşil altyapı uygulamaları, erozyonun etkilerini en aza indirmek için
entegre edilmelidir.
5. Toplumsal Farkındalığın Artırılması ve Katılım: Erozyonla mücadelede
toplumun aktif katılımı, alınacak önlemlerin başarısını artıracaktır. Bu
kapsamda, yerel toplulukların eğitimle bilinçlendirilmesi, sürdürülebilir
tarım ve arazi kullanımı uygulamalarına yönlendirilmesi, erozyonun
kontrol altına alınmasında kritik bir unsurdur.
3. Paris Anlaşması ve Türkiye’nin Taahhütleri
Paris Anlaşması, küresel iklim değişikliği mücadelesinde en önemli kilometre
taşlarından biri olarak kabul edilmektedir. 12 Aralık 2015 tarihinde Birleşmiş
Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamında Paris’te
düzenlenen 21. Taraflar Konferansı’nda (COP21) kabul edilen anlaşma, Kyoto
Protokolü’nün sona ermesinin ardından 2020 sonrasındaki iklim değişikliği
rejimini belirlemeyi amaçlamaktadır. Anlaşma, 4 Kasım 2016 tarihinde yürürlüğe
girmiştir ve tüm dünya genelinde sera gazı emisyonlarını azaltma, iklim
değişikliğinin etkilerine uyum sağlama ve finansal destek sağlama konularında
taraf ülkeler arasında iş birliği kurulmasını hedeflemektedir (TCDB, 2022).
Paris Anlaşması’nın temel amacı, küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi
döneme kıyasla 2°C’nin olabildiğince altında tutmak ve 1,5°C hedefini zorlamak
olarak belirlenmiştir. Bu hedef, iklim değişikliği kaynaklı zararların minimize
edilmesi ve iklim krizinin kırılgan ülkeler üzerindeki etkilerinin azaltılması
açısından büyük bir öneme sahiptir. Anlaşma, ülkelerin bireysel ve gönüllü
katkıları üzerine kurulu bir sistem sunarak “aşağıdan yukarıya” (bottom-up) bir
yaklaşım benimsemiştir. Her ülke, Ulusal Katkı Beyanları (NDC) aracılığıyla kendi
koşullarına uygun şekilde sera gazı emisyon azaltım hedeflerini belirlemekte
41
Özel Sayı / 2024