Page 41 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Özel Sayı
P. 41

Zeynep Cansu Ayturan - Tuğba Dinçbaş - Halil Hasar


                4.  Küresel  Faydalar  Sağlamak:  Türkiye’nin  sürdürülebilir  arazi  yönetimi
                    ve  çölleşmeyle  mücadele  çabaları,  biyolojik  çeşitliliğin  korunmasına,
                    iklim  değişikliğiyle  mücadeleye  ve  diğer  çevre  anlaşmalarıyla  sinerji
                    yaratılmasına katkıda bulunacaktır.
                5.  Kaynakların Harekete Geçirilmesi ve İş Birliği: Çölleşmeyle mücadelede
                    mali ve teknik kaynakların artırılması hedeflenmektedir. Türkiye, ikili ve
                    bölgesel düzeylerde iş birliklerine öncülük ederek deneyim ve bilgilerini
                    diğer  ülkelerle  paylaşacak,  aynı  zamanda  uluslararası  düzeydeki
                    etkinliğini artıracaktır.
                6.  Toprak Sağlığının İzlenmesi ve İyileştirilmesi: Arazi tahribatını önlemek
                    ve  karbon  yutak  kapasitesini  artırmak  için  toprağın  biyofiziksel
                    özelliklerinin  düzenli  izlenmesi  ve  iyileştirilmesi  gerekmektedir.
                    Özellikle, çölleşmeyle mücadelede toprağın organik madde içeriğinin
                    korunması, sürdürülebilir arazi kullanımı açısından önem taşımaktadır.
                7.  Doğa  Temelli  Çözümler:  Çölleşmeyi  önleme  ve  arazi  üretkenliğini
                    artırma çerçevesinde doğa temelli çözümler kullanılabilir. Bu çözümler,
                    ekosistemlerin dirençliliğini artırarak ormanlaştırma, sürdürülebilir tarım
                    ve doğal su döngülerinin korunması ile çölleşmenin etkilerini hafifletir.
                8.  Kuraklık  Erken  Uyarı  Sistemleri:  Kuraklık  erken  uyarı  sistemlerinin
                    kurulması,  çölleşmeye  maruz  kalan  bölgelerin  önceden  tespit
                    edilmesine ve gerekli tedbirlerin alınmasına olanak tanıyacaktır.

                Türkiye’nin Erozyonla Mücadelesinde Stratejik Yaklaşımlar:
                Dinamik Erozyon Modeli ve İzleme Sistemi (DEMİS): Türkiye’de erozyonun
              dinamik olarak izlenmesi ve buna bağlı olarak gerekli önlemlerin alınabilmesi
              amacıyla  geliştirilmiştir.  DEMİS,  su  havzalarında  potansiyel  ve  gerçek
              toprak  kayıplarını  belirleyerek,  erozyonla  mücadele  için  gerekli  politikaların
              şekillendirilmesinde temel bir araç olarak kullanılmaktadır. DEMİS ile yapılan
              analizler sonucunda Türkiye’nin %5,97’sinde şiddetli, %6,7’sinde ise çok şiddetli
              erozyon olduğu tespit edilmiştir (ÇEM, 2024).
                1.  Ulusal Dinamik Rüzgâr Erozyonu Modeli ve İzleme Sistemi (UDREMİS):
                    İklim  değişikliği  ile  artması  muhtemel  rüzgâr  erozyonu  tehditlerine
                    karşı kurulan bu sistem, rüzgâr erozyonunu izlemek ve etkili mücadele
                    yöntemleri  geliştirmek  amacıyla  kullanılmaktadır.  UDREMİS,  ülkesel
                    ölçekte rüzgâr erozyonu ile etkilenen alanların haritalandırılmasını ve
                    bilimsel analizini mümkün kılmaktadır.
                2.  Orman  ve  Mera  Islahı:  Erozyon  kontrolü  çalışmalarında,  bozuk  orman
                    alanlarının rehabilitasyonu, mera ıslahı ve bitki örtüsünün iyileştirilmesi temel
                    hedefler arasında yer almaktadır. Bu çalışmalar, su toplama havzalarında



              40  Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46