Page 152 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Özel Sayı
P. 152
Dinamik Erozyon Modeli ve İzleme Sistemi (DEMİS) ile Ulusal Ölçekte
Arazi Kullanım Türüne Göre Erozyon İstatistiklerinin Belirlenmesi
Toprak erozyonunun meydana gelmesi birçok faktörün etkisine bağlıdır.
Erozyon kontrol faaliyetleri hem bu faktörlerin bilinmesini hem de faktörleri
kontrol etme yöntemlerini gerektirmektedir (Renard vd., 2011). Toprak
kullanımı ve yönetimi ile ilgili çalışmalar ve planlamalar, genellikle erozyon
miktarının tahminini hedefleyen modeller, eroziv süreçlerin yavaşlatılması
için önemlidir (Tağıl, 2009). Toprak erozyonunu hesaplamak için geliştirilen
eşitlikler, kavramsal ve fiziksel süreçlere dayalı modeller olarak ayrılabilmektedir
(Kinnell, 2010). Günümüzde toprak erozyonu miktarının belirlenmesi ve şiddet
sınıflarına göre değerlendirilmesi açısından kabul görmüş ve birçok çalışmada
da yaygın olarak kullanılan model RUSLE eşitliğidir (Renard vd., 1994).
Bu çalışmada da Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ile entegre çalışabilmesi
(Yitayew vd., 1999), farklı ölçeklerde kullanıma uygun olması (Lim vd., 2005) ve en
yaygın kullanılan modellerden biri olması (Tiwari vd., 2000; Tağıl, 2007) nedeniyle
RUSLE teknolojisi kullanılmıştır. Türkiye’de toprak erozyonu ve şiddet sınıflarının
belirlenmesinde RUSLE modeli yaygın olarak kullanılmaktadır (Tüfekçioğlu ve
Yavuz, 2016; Kızılelma ve Karabulut, 2014; Tağıl, 2009; Irem vd., 2007).
USLE/RUSLE teknolojisi ile erozyon riskini değerlendirme çalışmaları
Türkiye’de küçük havzalar ölçeğinde uzun süredir kullanılmaktadır (Erdoğan
vd., 2007; Tunc ve Schröder 2010a, b; Hacisalihoglu 2010; Özcan vd., 2015;
Saygin vd., 2014; Efe vd., 2008; Yüksel vd. 2008; Karaburun vd., 2009; Demirci
ve Karaburun, 2012). Saygın ve diğerleri (2014), hem potansiyel hem de gerçek
toprak erozyonu risklerini ölçmek için RUSLE modeli ile birlikte sediment iletim
oranını (SİO) kullanmış ve havzanın yamaç alanlarından baraj rezervuarına
taşınan sediment miktarını tahmin etmiştir. Yarı kurak bir havza olan Çankırı-
İndağı’nda yapılan çalışmada, RUSLE-K’nın arazi kullanım değişiklikleri ve
toprak özelliklerine bağlı olarak nomograf (Wischmeier ve Smith 1978; Renard
vd., 1997) ile veri değerlendirmeleri yapılmış ve K değerlerinin istatistiksel
olarak farklılıklar gösterdiği berillenmiştir (Bayramin vd., 2008). Erdoğan vd.,
(2007) 1:25.000 ölçeğinde, yarı kurak bir tarım havzasında erozyon miktarını
tahmin etmek amacıyla yaptıkları bir çalışmada tekstür ve erozyon sınıflarının
kombinasyonlarından oluşan toprak birimlerinden (R)USLE-K değerlerini
tahmin etmek için Türkiye toprak veri tabanını (GDPS, 1986) kullanmışlardır.
Erpul vd., (2016) gerçekleştirdikleri kapsamlı bir çalışmada, ülke genelinde
dağılım gösteren devlet meteoroloji istasyonlarının uzun vadeli verilerine
ve yüksek zamansal çözünürlüklü kayıtlarına dayanarak yağışların aşındırıcı
gücünü belirleyip raporlamışlardır elde edilen veriler daha sonra küresel yağış
aşındırıcılığı değerlendirmesi için sisteme başarılı bir şekilde entegre edilmiştir
(Panagos vd., 2017). RUSLE-C faktörü erozyon miktarı ile doğrudan ilişkili
olmakla birlikte arazi kullanım türüne bağlı olarak değişim göstermektedir
(Kavian vd., 2015). Dağlık ve engebeli bir topoğrafyaya sahip olan Afganistanda
yapılan çalışmada üç farlı RUSLE-LS faktör yaklaşımı denenmiş ve erozyonun
151
Özel Sayı / 2024