Page 79 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 79

Mehmet Emin Birpınar, Ülkü Yetiş vd.

               Giriş


               Son  yıllarda  ekonomik  büyüme  ve  nüfus  artışı  küresel  düzeyde  tüketim
            artışını  tetiklemiş  ve  bu  da  doğal  çevreye  özellikle  kaynaklara  büyük  zarar
            vermiştir. Küresel üretim ve tüketimin giderek artan olumsuz etkisi nedeniyle,
            ürün  yaşam  döngüsü  boyunca  doğal  kaynak  kullanımını  azaltmak  amacıyla
            ürün  kalitesi  hakkında  ön  planlama/tasarım  bilgisinin  geliştirilmesi  büyük
            önem  taşıyan  bir  konu  haline  gelmiştir.  Tüketicileri  kullandıkları  ürünlerin
            tüm  yaşam  döngüleri  boyunca  doğal  çevre  üzerindeki  etkisi  konusunda
            bilgilendiren  ve  aynı  zamanda  üreticilere  ürünlerinin  avantajları  hakkında
            tüketicileri  bilgilendirme  fırsatı  da  verebilecek  bir  sistem  geliştirmek
            zorunluluğu  ortaya  çıkmıştır.  Bu  noktada;  çevre  dostu  ürünleri  işaret  etmek
            için stratejik bir iletişim aracı olarak kabul edilen “çevre-etiketi” ya da “eko-
            etiket” sistemleri kullanılmaya başlanmıştır (EPA, 2022). “Çevre-etiketi” ya da
            “eko-etiket” sistemleri ile tüketicilerin belirli çevresel performans kriterlerini
            karşılayan ve bu nedenle “çevresel olarak tercih edilebilir” olarak kabul edilen
            ürünleri hızlı ve kolay bir şekilde tanımlamasına yardımcı olabilecek işaretlerin,
            ürün  ambalajlarına  veya  e-kataloglara  yerleştirilmesi  mümkün  olmuştur.
            Bu  işaretlerin  kullanımı  ile  üreticilerin  çevresel  etkileri  azaltılmış  ürün  veya
            hizmetler üretmeleri ve tüketicilerin çevre dostu ürün/hizmetler kullanmaları
            konusunda doğru ve bilimsel bilgi akışı sağlanmıştır. Tüm Dünya’da gönüllük
            esaslı  uygulanan  bu  tür  sistemler,  esas  itibarıyla  tüketicilerin  tercihlerini
            yönlendirmeyi  hedeflemekte,  çevresel  etkileri  açısından  tercih  edilebilir
            olduğu kanıtlanmış ürün veya hizmetlerin çevre-etiketi ya da benzer isimlerde
            sertifikasyonlara sahip olabilmelerine imkan tanımaktadır.
               Eko-etiket sistemleri; devlet kurumları, kâr amacı gütmeyen çevre gönüllü
            kuruluşları  veya  özel  sektör  kuruluşları  tarafından  yönetilmektedir.  Eko-
            etiketlerin bazıları bir ürünün veya hizmetin tek bir yaşam döngüsü aşamasına
            (örneğin, kullanım aşaması) veya tek bir çevresel etkisine (örneğin, baca gazı
            emisyonları) odaklanırken, bazıları ürün veya hizmetin tüm yaşam döngüsüne
            (hammadde  temini,  üretim,  kullanım,  bakım,  bertaraf)  odaklanmaktadır.
            Birçok farklı çevresel konuyu (enerji kullanımı, su kullanımı, kimyasal kullanımı,
            geri  dönüşüm  ve  benzeri)  aynı  anda  ele  alan  eko-etiket  uygulamaları  da
            bulunmaktadır (EU, 2020, EPA, 2022). Bununla birlikte, gelişmiş çevre-etiketi
            ya  da  eko-etiket  sistemlerinin,  sürdürülebilir  üretim  ve  tüketim  hedefleri
            doğrultusunda, ürün ya da hizmetin tüm yaşam döngüsünü dikkate almaları
            ve tüm yaşam döngüsü boyunca söz konusu olan çevresel etkilerini dikkate
            alması gerekmektedir. Bu amaçla, “beşikte mezara” yaklaşımının uygulandığı
            yaşam döngüsü değerlendirmesi (YDD) yapılması gerekmektedir.
               Çevre  dostu  üretim  için  çevre-etiketi  uygulamaları  ilk  olarak  1970’lerde
            ortaya  çıkmış;  ilk  kapsamlı  çevre-etiketi  programı,  1977  yılında  Almanya



            64  Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   74   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84