Page 49 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 49

Aytaç Yüksel- Duygu Barut

               Giriş


               Tarih  boyunca  insanoğlu  doğa  ile  etkileşim  içinde  olmuş  ve  gerek  avcı-
            toplayıcı dönemde, gerek tarım toplumunun ortaya çıkışı sonrası dönemde
            doğal  kaynaklardan  yararlanmıştır.  Bu  dönemde  insan  faaliyetlerinin  çevre
            üzerindeki  tahribatı  önemsenmeyecek  düzeylerde  kalmış  olsa  da  özellikle
            Sanayi Devrimi sonrası dönemde insanlığın doğal kaynak kullanımı ve çevre
            üzerindeki tahribatı artmıştır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemdeki
            refah  arayışı,  doğal  kaynaklar  üzerindeki  baskıyı  artırmış  ve  çevre  sorunları
            dünyanın gündemine gelmeye başlamıştır.
               İkinci  Dünya  Savaşı  sonrası  dönemde  özellikle  1960’lı  ve  1970’li  yıllarda
            refahın yalnızca ekonomik büyüme ile sağlanamayacağı anlaşılmış ve doğal
            kaynakların  kullanımında  sürdürülebilirliğinin  önemi  gündeme  gelmeye
            başlamıştır.  Bu  dönemden  çok  daha  önce  sürdürülebilirliğin  öneminden
            bahsedilmiş  olsa  da  refah  artış  arayışına  yönelik  eleştiriler  sürdürülebilir
            kalkınmanın  kavramsallaşması  için  uygun  zemin  oluşturmuştur.  İlk  kez
            Brundtland  Raporu  ile  sürdürülebilir  kalkınmanın  tanımlanmasının  ardından
            çevre hukuku ve iktisat alanındaki pek çok çalışmada sürdürülebilir kalkınma
            kavramı kendine yer bulmuştur.
               Günümüzde ise sürdürülebilir kalkınma kavramının hukuki anlamı konusunda
            doktrinde tartışmalar devam etmekle birlikte; başta Birleşmiş Milletler olmak
            üzere  pek  çok  uluslararası  örgüt  ve  yargı  organı  kararlarında  kavrama  yer
            vermektedir.
               Bu çalışmamızda; günümüzde hala tanımının muğlaklığı ile eleştirilmekte
            olan sürdürülebilir kalkınma kavramı; öncelikle disiplinlerarası yapısı, kavramın
            tarihsel  gelişimi  ve  uluslararası  metinlerde,  yargı  kararlarında  ve  doktrinde
            kavramın  yer  alışı  bakımından  açıklanmaya  ve  son  olarak  da  sürdürülebilir
            kalkınmaya yönelik eleştiriler hakkında genel bilgi verilmeye çalışılacaktır.

               1. Sürdürülebilir Kalkınma Kavramı

               1.1. Genel Olarak
               Günümüzde sıklıkla ele alınan temel kavramlarından biri olan sürdürülebilir
            kalkınma kavramı (sustainable devolopment), küresel problemlerin çözümünde
            önemli bir rol oynamaktadır. Bu kavram ilk başta ekonomik bir kavram gibi
            anlaşılmaktaysa da iktisat, çevrebilim ve kamu yönetimi başta olmak üzere pek
            çok disiplinin inceleme alanına girmektedir (Sachs 2015:21; Güneş ve Coşkun
            2004:79).  İlkenin  bu  disiplinlerarası  yapısı,  araştırmalarda  iktisadi  prensipler,
            çevrebilim ilkeleri ve hukuk biliminden yararlanmayı zorunlu kılmaktadır (Güneş
            ve Coşkun 2004:79). Sürdürülebilir kalkınma kavramı, her ne kadar çevre koruma
            politikalarının  temel  bir  kavramı,  çevre  ekonomi  gerilimini  yumuşatabilecek



            34  Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54