Page 207 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 207
Orhan Topal
Giriş
Avrupa Birliği’nin ilgili standartlarından olan EU (2019/631) regülasyonu
doğrultusunda 2020 yılından itibaren, yeni üretilen otomobiller için ortalama
emisyon değerinin 95 g CO /km olarak belirlendiği, bu değerin kademeli
2
olarak 2030 ve 2050 yılını esas alan %100 sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda
daha düşük seviyelere çekilmesinin hedeflendiği ifade edilmiştir (Europäische
Kommission, 2018). Bu durum elektrikli araçlara olan ilgini artmasına neden
olmaktadır. Öyle ki ilk defa 2022 yılında Avrupa’da elektrikli araçların satış
değerlerini içten yanmalı motorlu araçların satış değerini geçebileceği dair
öngörüler ortaya konulmuştur (Miller, 2022). Anadolu Ajansı, Türkiye’de 2021
yılı resmi kayıtlara göre elektrikli otomobil satışının bir önceki yıla göre %237,2
artarak 2.846 adet; hibrit otomobil satışlarını ise %105,1 artarak 49.493 adet
olarak gerçekleştiğini yayınlamıştır (AA, 2022; Türkiye Enerji Görünümü, 2021).
Otomotiv sektöründe üretilen araçlar için kullanılan yakıt/enerji kaynakları,
araç türüne göre değişmektedir. Araç üreticileri, aynı araç modelini, aynı
platform ile konvansiyonel, hibrit veya tamamen elektrikli olarak piyasaya
sunabilmektedir. Araç tasarımına esas tahrik sistemi ve ilgili bileşenlerinin
farklılaşması, kullanılan yakıt türleri nedeni ile aynı görünüme sahip olmalarına
rağmen, yürütülecek acil durum müdahale gereksinimlerinde farklı yaklaşımları
zorunlu kılmaktadır.
Elektrikli ve hibrit araçların karıştığı, özellikle ağır hasarla sonuçlanan trafik
kazalarında, kimi zaman kaza sonrasında meydana gelen yangınlarda, acil
müdahale hizmetlerine katkı sunmak adına, özellikle bu konuda önemli
çalışmaların yürütüldüğü Almanya ve İsveç itfaiye kuruluşları tarafından yürütülen
mevcut çalışmalar incelenmiş, iyi uygulamalar ve ilgili kaynaklar göz önünde
bulundurularak işbu çalışmaya esas yaklaşım sunulmuştur (Wisch vd., 2015).
Bunun ile birlikte elektrikli araç üreticilerinin paylaştığı acil durum dokümanlar
ve bazı büyükşehirlerin itfaiye teşkilatları ile yapılan mülakatlar baz alınarak;
Türkiye için elektrikli ve hibrit araçların karıştığı kazalara yönelik, acil müdahale
faaliyetlerini esas alan genel bir uygulama prosedürü ortaya konulmuştur.
Otomotiv sektörü için elektrikli sistemler göz önünde bulundurulduğunda,
yüksek gerilim kavramı DC sistemler için >60 V ila ≤ 1500 V ve AC sistemler için
ise >30 V ila ≤1000 V olarak tanımlanmaktadır (UNECE, 2021: Regülasyon No.
12; DGUV Information 8686). Elektrikli ve hibrit araçlar için çoğunlukla, sistem
seviyesi gerilim değeri 400 V DC ile 800 V DC aralığında tasarlanmaktadır
(Suarez ve Martinez, 2019). Elektrikli araçlar için yapılan sistem tasarımlarında
arttırılan gerilim seviyesi; enerji kayıplarını azaltırken, şarj sistemlerinden
kullanılan güç seviyelerinin de daha yüksek değerlere çıkarılmasına imkân
sağlamaktadır. Böylelikle elektrikli araçların daha kısa sürelerde şarj olmaları
192 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi