Page 193 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 193
İbrahim Yenigün-Vildan Balcı-Abdullah Yenigün-Sinan Uyanık
Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) alanında yaşanan hızlı değişim ve dönüşüm
neticesinde kentsel alanlarda yaşanan problemlere yönelik olarak akılcı
çözümler üretilmeye başlanmıştır. 2000’li yıllar sonrasında kentsel altyapılar
dikkate alındığında, kentsel alanlarda teknoloji odaklı yatırımların arttığı
ve kentlerin yeni teknolojiler için bir uygulama alanı olduğu görülmektedir.
İşte bu noktadan hareketle, sürdürülebilirlik bağlamında geliştirilen akıllı
şehir uygulamaları ve teknolojik yeniliklerin şehir planlama sürecini ne yönde
etkilediğinin ortaya konulması bu çalışmanın amacı olarak belirlenmiştir.
Çalışmada yöntem olarak, ulusal ve uluslararası uygulama örneklerinin de
yer aldığı kaynaklardan nitel araştırma yöntemi kullanılarak konuya ilişkin
kapsamlı araştırmalar yapılmış ve elde edilen bulgular şehir planlama disiplini
kapsamında değerlendirmeye alınmıştır. Belirtilen kapsam çerçevesinde,
akıllı şehir kavramı, Toplum 5.0 kavramı, afet risk yönetim süreçlerinde akıllı
şehirlerin rolü, bilgi ve iletişim teknolojilerinin sürdürülebilir kentsel gelişme için
kullanılmasının sağladığı güçlü yönler ve fırsatlar, yapay zeka uygulamalarının
sürdürülebilir kentsel gelişme için kullanılmasının sağladığı güçlü yönler ve
fırsatlar, büyük veri uygulamalarının akıllı şehirler ve risk yönetimi süreçleri
üzerindeki etkisi ve uygulama örnekleri üzerinde durulmuştur.
1. Akıllı Şehir Yaklaşımının Kentsel Gelişme Sürecine Etkileri
Birleşmiş Milletler tarafından açıklanan istatistiklere göre, dünya genelinde
günde 200.000 kişi kentsel alanlara göç etmekte ve küresel düzeyde kentleşme
oranı 1950 – 2020 yılları arasında 6 kat artış göstermiştir. Ayrıca, 2050 yılına
gelindiğinde, gelişmekte olan ülkelerde meydana gelen büyümelerin çoğuyla
birlikte, dünya nüfusunun %66’sının kentlerde yaşaması beklenmektedir
(Birleşmiş Milletler, 2020). Verilen rakamlardan anlaşıldığı üzere, sınırsız insan
ihtiyaçları karşısında sınırlı kaynakların etkin ve verimli biçimde yönetilmesi
ve sürdürülebilir kentleşme süreçleri yürütülebilmesi ancak yenilikçi ve akıllı
çözümlerle mümkün olabilecektir.
Şehir planlama disiplininin gündeminde yer edinen akıllı gelişme
stratejilerinin yerleşmeler özelinde irdelenerek planlama ve tasarım sürecine
entegre edilmesi önem taşımaktadır. 1990’lı yıllarda yeni kentleşme hareketi
(New Urbanism) ile başlayan ve günümüze kadar farklı içeriklerde ortaya
konulan yaklaşımların (Sustainable Cities, Ecological Cities, Green Cities,
Smart Growth, Liveable Cities, Digital Cities, etc.) zaman içerisinde değişim
ve gelişim gösteren şehir planlama süreçlerine dair çeşitlenen çözümler ortaya
koyduğu görülmüştür. Belirtilen planlama yaklaşımları arasında Akıllı Şehir
yaklaşımı, özelleşen yoğun tüketim unsurları karşısında yerleşmeleri teknolojik
uyum ve ekolojik duyarlılık çerçevesinde yeniden değerlendirmektedir
(Sınmaz, 2013).
178 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi