Page 176 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 176
Giriş
Tüm canlı yaşamının sürdürülebilirliğinde olmazsa olmaz hayati bir değere
sahip olan su, şüphesiz insan yaşamı için ayrı bir önem ihtiva etmektedir.
Tarihteki ilk medeniyetlerin Mezopotamya bölgesinde, Nil ve Fırat Nehri
etrafında kurulması bu durumun en önemli göstergelerindendir (Müftüoğlu
ve Şen, 2000; Yılmaz, 2012). Dolayısıyla medeniyetlerin belirlenmesinde su
oldukça etkin bir rol üstlenmiştir. Üstlendiği bu rol farklı su kültürlerini de
meydana getirmiştir. Öyle ki atoplumlar arası suya ait kültürel zenginlikler,
ülkelerin gelişmişlik düzeylerini belirleyen önemli ölçütlerden biri olmuş ve
uygarlıkların “su medeniyeti” olarak anılmasında etkili olmuştur. Bu vasıfları
taşıyan devletlerden biri de Osmanlı Devleti olmuştur. Tarihteki bu haklı ve
köklü geçmişi ile uzun yıllar geniş coğrafyalara hükmeden Osmanlı Devleti,
Kur’an-ı Kerim’de yer alan Enbiya Suresi 30. ayette geçen “…Canlı olan
her şeyi sudan yarattık…” ifadesi çerçevesinde inanç esaslı medeniyet
tasavvuru benimseyerek suyu bir “emanet” olarak görmüştür. Bu bakış açısı
ile insan ve çevre kaynaklı su sağlığını tehdit eden olası zararları önlemede
önemli sorumluluklar üstlenmiş ve sürdürülebilirliği adına kalıcı yaklaşımlar
sergilemiştir (Tak, 2015). Bu kapsamda makalede, Osmanlı Devleti’nin
kurduğu su medeniyeti, arşiv ve kaynaklar ışığında incelenmiş, yönetim idaresi,
tulumbacılar, kanunnameler, mimari yapılar, vakıf suları ve tarihi eserlerin
korunması gibi çeşitli alt başlıklar çerçevesinde dikkate alınması gereken
noktalar, mesaj niteliğinde günümüze aktarılmaya çalışılmıştır.
Osmanlı Su Yönetim İdaresi
Su yönetimi, bugün olduğu gibi geçmiş devletler için de önemli bir yere
sahiptir. Zira mevcut su kaynaklarının korunması, sürdürülebilirliği, alternatif yeni
su kaynaklarının geliştirilmesi ve sorunların olabilecek en hızlı yol ile giderilmesi
açısından eşgüdümlü çalışmayı gerektiren mühim bir konudur. Bu çerçevede,
Osmanlı Dönemi’ndeki su yönetim idaresi de artan nüfusa ve ihtiyaçlara bağlı
olarak zamanla değişim ve gelişim göstermiştir. Başlangıçta suların yönetim
idaresi “Suyolcuları” olarak ifade edilen kişiler tarafından yürütülmüştür. Daha
sonra gelişmelere bağlı olarak özellikle İstanbul’un fethi ile birlikte Fatih sultan
Mehmet Han zamanında su yönetim sistemi değişime uğramıştır. Değişen bu
sistem ile birlikte “Su Nezaret’leri” kurulmuş ve daha kurumsal bir yapı halini
almıştır. Suyun temininde yaptığı önemli çalışmalarla adından söz ettiren Kanuni
Sultan Süleyman Dönemi’ne gelindiğinde ise artan ihtiyaçlar çerçevesinde bu
yapı daha da geliştirilmiştir. Su Nezaretine bağlı; Su Nazırı, Su Meclisi, Odacı,
Kâtipler, Keşif Memurları, Çavuşlar, Koruyucular, Bend
Muhafızları, Suyolcuları, Bölükbaşılar, Neccarlar, Löküncüler ve Şehir Sakaları
gibi çeşitli alt birimler kurulmuştur. Kurulan bu sistemler özellikle nüfusu yoğun
Yıl 2 / Sayı 3 / Ocak 2023 161