Page 60 - Çevre Şehir İklim - Sayı 2
P. 60
İklim Dostu Şehircilik Bağlamında Suya Duyarlılık
yataklarının çok daha sık ve uzun süre boyunca en yüksek su debisi ile baş
etmesi bunun tam tersi olarak da kuru dönemde de olağandan daha az suyun
derelerden geçmesi veya sulak alanların kuruması söz konusu olmaktadır.
Nehirlerdeki suyun hızının artmasına neden olan geçirimsiz yüzey artışının bir
sonucu olarak doğal yapısı bozulan derelerde erozyon artmakta, denizlere her
tür malzeme taşınmakta, hem karasal hem de sucul ekosistemdeki bitki grupları
ve hayvanlar zarar görmektedir. Şehirlerimizin doğa ile kurdukları ilişkide bahsi
geçen sorunların önüne geçmek ve baş edebilmek amacıyla doğa tabanlı
bir yaklaşım olan yeşil altyapı ağının şehirlere kazandırılması gerekmektedir
(Mostafavi ve Doherty, 2016). Bu kapsamda 1987 yılında Brundlant raporu
yayımlanarak sürdürülebilir kalkınma hedefleri ortaya konulmuş, bunun bir
uzantısı olarak 2000’lerin başında Amerika Birleşik Devletlerinde yeşil altyapı
yaklaşımı doğmuştur.
Yeşil altyapı stratejik şekilde planlanmış ve tasarlanmış doğal ve yarı doğal
unsurların bütünleşik şekilde bir araya getirilmesi ile şehirlerin gri altyapıya
bağımlılığını azaltarak geniş yelpazede sosyal, ekonomik ve ekosistem
hizmetlerini sunar (Eşbah, 2021). Çok disiplinli şekilde ele alınması gereken
yeşil altyapı planlaması ülkemizde tam olarak planlama hiyerarşisi içerisinde
yer almamaktadır. Bu konuda dünya genelinde yapılan pek çok rehber ve
planlama çalışması mevcuttur (EPA, 2012). Yeşil altyapı çalışmaları, Avrupa Şekil1: Suya duyarlı kentsel yeşil altyapı bileşenleri
Birliği politikalarında da biyoçeşitlilik, bölgesel kalkınma, iklim değişimi,
kentsel dirençlilik, tarım, ormancılık ve çevre konularında tanımlanan hedeflere Son yıllarda yeşil altyapı geniş yelpazede su ve karbon yönetimine hizmet
erişimde önemli bir mekanizma olarak ele alınmaktadır. AB politikalarında edecek kentsel unsurları vurgulamak için de kullanılmaktadır ve yeşil çatılardan
doğaya dayalı çözümlerle yeşil altyapı Avrupa 2050 Büyüme Stratejisinin doğa dostu yağmur suyu yönetim sistemlerine kadar ekolojik temelli tüm
çeşitli alanlarına katkılar sağlayabilecek bir strateji olarak belirtilmektedir yaklaşımları içermektedir (Shuster vd., 2008). En geniş ölçekte, yağmur suyu
(EEA, 2021). Natura 2000 programı Avrupa Yeşil Altyapı sisteminin omurgasını altyapısının önemli bileşenleri olan ormanlar, nehir koridorları, taşkın ovaları ve
oluşturmaktadır (EC, 2021). Son yıllarda iklim değişikliğinin su açısından sulak alanlar gibi doğal peyzaj öğelerinin korunması ve restorasyonunu amaç
boyutları düşünüldüğünden sistem yeşil ve mavi altyapı olarak daha çok edinirken, üst ölçekte çok işlevli ve yerel ölçekte hizmetler sunan tarımsal
anılmaktadır (Perini ve Sabbion, 2016). Literatürde yer alan yeşil altyapı peyzajlar, ulaşım koridorları peyzajı, alt ölçekte mahalle ve kent parkları, çocuk
planlama ilkeleri çok işlevlilik, bağlantılılık, diğer altyapılarla entegrasyon, oyun alanları, kent bostanları gibi yeşil alan düzenlemelerini içerir. En alt
katılımcı süreç, sürdürülebilir gelişme kavramları çerçevesinde uzun vadeli ölçeğe inildiğinde yapıların çevrelerindeki bahçeler, çatılar ve yeşil duvarlarla
strateji geliştirilmesi olarak listelenebilir (Gülgün ve Yazıcı, 2016). bu çok katmanlı ve çok ölçekli yeşil alan ağının bütün bileşenleri tamamlanmış
Yeşil altyapı hidrolojik bağlantılar ve süreçler çerçevesinde, ekolojik servisleri olur (Eşbah, 2021). Bu birimleri sistematik şekilde su bakış açısı ile kurgulamış
çok daha fazla sunan yeşil alanlar ile yapılı altyapı arasında bağ kuran bir bir yeşil altyapı sistemine sahip şehirler suya duyarlıdır.
planlama ve tasarım yaklaşımıdır (Benedict ve McMahon, 2006). Yeşil altyapı 1. Parklar
peyzaj ekolojisinin temelindeki bağlantılılık prensibi çerçevesinde farklı
ölçeklerdeki yeşil alanları süreklilik arz eden bir ağ şeklinde kente yayar (Şekil Yeşil altyapı sisteminin en önemli öğeleri şehir ölçeğinde tesis edilecek
1). Bir başka deyişle yapılı çevre ve ekolojik çevrenin bağlantısını kurar. parklardır. İklim değişikliği ile mücadele edebilmenin bir etkin yolu da
ağaçlarla donatılmış parklar tesis etmektedir. Parklar aynı zamanda dirençli
şehirler oluşturmak adına şehirlerde karşılaşabilecek pek çok afet sırasında
vatandaşların sığınma alanıdır. Son yıllarda bu konuda yaşanan hadiseler
konunun önemini vurgulamaktadır.
Yıl 1 / Sayı 2 / Temmuz 2022 46