Page 28 - Çevre Şehir İklim - Sayı 2
P. 28

Dirençli Yerleşim -
                                  Yapılaşma İlişkisi ve Sürdürülebilirlik

                  Tablo 2. Tarihi yerleşim alanlarının yapılaşma açısından dirençli ve sürdürülebilir
                           yönlerinin tespitinde incelenmesi gereken hususlar
                 Alt başlıklar  •Jeolojik özellikler
                               •Coğrafik (toprak, topoğrafik, bitki örtüsü vb.) özellikleri
                               •Çevre ve iklimsel özellikleri
                               •Altyapı özellikleri (su temin, korunum ve dağıtım sistemleri,
                               kanalizasyon, ulaşım, savunma vb.)
                               •Dokuda kullanılan dirençli ve sürdürülebilir yapı malzemeleri
                               •Dokuda yer alan yapı tipleri ve genel özellikleri
                               •Dokuda tercih edilen yapım teknikleri
                               •Dokuda yer alan yapılaşmanın planlama ve cephe düzeni anlayışı
                               •Yerleşim morfolojisi ve yapılaşmanın fiziksel çevre denetimi açısından
                               mimari özellikleri (ısısal konfor, aydınlatma, pasif iklimlendirme vb.)
                               •Dokudaki geleneksel/çağına göre teknolojik üretim biçimlerinin
                               yapılaşma/yerleşim morfolojisine etkileri
               Bu  tespitler  doğrultusunda  elde  edilecek  teknik  veriler  ışığında,  farklı
            yerleşimlerde farklı jeolojik, coğrafik, çevre ve iklimsel koşullara uygun sürdürülebilir
            yapılaşma kriterleri geliştirilmelidir. Ancak bu sayede sadece insan memnuniyeti
            odaklı değil, çevre ve iklim sorunlarına duyarlı, geleneğe eklemlenebilen dirençli
            ve sürdürülebilir yerleşim modelleri geliştirmek mümkündür.

               Sonuç ve Öneriler

               Gelecekte  nüfusun  %80’inin  gelişmekte  olan  ülkelerin  kentlerinde
            yaşayacağı ve buna bağlı olarak kentsel büyümenin %95’inin de bu kentlerde
            meydana geleceği tahmin edilmektedir (World Bank, 2009). Artan bu talep
            karşısında  kentlerin  doğal  ve  ekonomik  sınırlarını  aşarak  büyümeleri  iklim
            değişikliğini  hızlandırmakta  ve  kentlerin  iklim  değişikliği  etkilerinden  zarar
            görebilirliklerinin artmasına da neden olmaktadır. İklim krizinin eşiğindeki dünya
            üzerindeki  kentlerin  önlem  alınmazsa  dirençliliklerinin  çevre  felaketlerinden
            etkilenmemeleri kaçınılmazdır.
               1990’lı yıllardan bu yana sürdürülebilirlik ilkesi temelinde kentlerin mekânsal
            ve  işlevsel  açıdan  yeniden  yapılandırılmasında  ekolojik  bileşenlerin  etkin
            olduğu,  kentsel  gelişme  biçimlerine  yönelik  planlama,  model  ve  tipoloji
            yaklaşımları tartışılmaya başlanmıştır (Yanarella ve Levine, 1992; Breheny, 1992;
            Haughton, 1997; Jabareen, 2006; Finco ve Nijkamp, 2001;  Barbosa vd., 2014).
            Bu yaklaşımların öncelikli hedeflerinin, bireysel araç kullanımının azaltılması,
            üretim-tüketim-atık  dengesinin  oluşturulması,  enerji  korunum  modellerinin
            benimsenmesi, doğal yaşam ortamlarının korunması ve ekolojik ayak izlerinin




                                                                 Yıl 1 / Sayı 2 / Temmuz 2022  14
   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33