Page 27 - Çevre Şehir İklim - Sayı 2
P. 27
Elif Özlem Aydın
Bu çalışmalardan ve yerinde yapılan gözlemlere dayanarak tarihi dokularda
yer alan konutların büyük bölümü araziye yerleşim ve yönlenme, biçimlenme,
uygun mekan organizasyonu, yapı kabuğu ve malzeme özellikleri açısından
irdelendiğinde yüksek ölçüde enerji etkin ve ekolojik yapılar olduğunu
söylemek mümkündür (Oral, 2001; Ulukavak Harputlugil ve Çetintürk 2005;
Yüksek ve Esin, 2013). Bu yapılarda ısısal özellikleri iyi olan taş, toprak, bitkisel
malzemeler, ahşap gibi doğal malzemeler kullanılarak ısı yalıtımı sağlanmıştır. İç
ve dış mekânlar pasif iklimlendirme prensibine uygun mekân organizasyonları
ile enerji korunumu sağlamıştır. Yapıların kuzeye bakan cephelerinde iklimsel
özelliklere bağlı olarak daha az kapı ve pencere açılmış ve açıklıklar aracılığıyla
ısı kayıpları azaltılmıştır (Yüksek ve Esin, 2013). Uluslararası Enerji Ajansı’nın
(IEA) 2001 Türkiye raporunda enerji tüketiminin azaltılabilmesine yönelik
2
öneriler kapsamında binaların m başına tükettikleri enerjinin ortalama 250
kWh’den, 100-150 kWh civarına çekilmesi gerekliliği belirtilmiştir (Energy
Policies of IEA Countries, Turkey 2001 Review). 2005 yılında Safranbolu’da
geleneksel bir konutta yürütülen teknik araştırma makalesinde, konutun 98,6
kWh/m olan yıllık enerji tüketimi ile 150 yıl öncesinin yapım tekniği, malzeme
2
ve bileşenleri ile bu hedefi yakaladığı ayrıntılı olarak belirtilmiştir (Ulukavak
Harputlugil ve Çetintürk 2005).
Geleneksel yapılarda kullanılan malzemelerin genellikle hepsi doğal ve
yapının bulunduğu yakın çevreden elde edilmiş yaşam döngüleri boyunca enerji
tüketmeyen ve ısısal performansları iyi olan enerji etkin yapı malzemeleridir.
Geleneksel yapılarda güneş enerjisinden ısınma amaçlı yararlanmak için
iklimsel koşullar çerçevesinde genellikle güney cephelere diğer yönlere göre
daha fazla pencere açılmıştır. Bu şekilde yapının ısınma için ihtiyaç duyduğu
enerji miktarı da azalmıştır. Ayrıca sık aralıklı pencerelerle doğal aydınlatma ve
doğal havalandırma sağlanarak aydınlatma ve havalandırma için harcanacak
ek enerjiden tasarruf edilmiştir (Oral, 2001; Yüksek ve Esin, 2013).
Kadim bilgiler taşıyan geleneksel dokularda enerji etkinliği uygulamalarının
çok önceden var olduğu görülmektedir. Ancak günümüzde bu uygulamalar terk
edilmekte ve önemini yitirmektedir. Bu uygulamaları bilen ustalar, zanaatkârlar
her geçen gün azalmaktadır (Güler, 2020). Farklı jeolojik, coğrafik, çevre ve
iklimsel koşullardaki geleneksel yapılar arazi korunumu ve ekolojik değerler,
enerji, su ve malzeme korunumu açısından irdelenerek bu yapıların çevre
dostu dirençli yönlerini tespit edilmelidir. Varlığını günümüze kadar sürdüren
tarihi yerleşim alanlarında yapılması gerekli bu tespitlerde incelenmesi gerekli
hususlar alt başlıklar olarak Tablo 2. de verilmiştir. Yerleşim özelliklerine göre
gerekirse farklı alt başlıklarda bu tabloya eklenebilir.
13 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi