Page 42 - Çevre ve Şehir Dergisi - Sayı 14
P. 42







ortamların oluşturulması gerekir.
Sadece engelliler için değil, hepimiz için.
İnsanlar mümkün olan en kısa sürede,
en iyi şekilde, enerjisini en iyi koruyarak
bir yere erişebilmelidir. Öte yandan
engelliler toplumdan soyutlanarak bir
yerlerde iskân, ikame veya eğitime
tabi tutulmamalıdır. Herkesle birlikte
bir arada olabilmelidir. İnsanların gezi
alanları gibi, tanışabilecekleri, birlikte
vakit geçirebilecekleri ortak mekânlar
oluşturulmalıdır. Meydanlar, alışveriş
amaçlı ana caddeler bu amaca hizmet
edecek şekilde düzenlenmelidir.
Dolayısıyla sadece erişebilirlik değil, enerji
korunumu; sadece enerji korunumu değil,
mekânsal ortam düzenlemesi ile engelleri
ortadan kaldırabiliriz.
Bildiğimiz kadarıyla bu konuyla ilgili
gerekli yasal düzenlemeler yapıldı.
Hülagü Kaplan: 5378 sayılı yasa 2005
yılında çıkarıldı ve yerel yönetimlere 7
yıl süre verildi. Temmuz 2012’de süre
doldu. Yerel yönetimlerimizin büyük
bir kısmı engellilerle ilgili düzenlemeler
konusunda görev ve sorumluluklarını mirası ilan edilmiş durumda. Bunu iyi örneklere doğru çıkılmıştır. Bugünkü
maalesef yerine getirmediler. TBMM değerlendirebilmeliyiz. Yoksa hovardaca ortamlara geldiğimizde modern çağ,
bir yıl daha süre tanıdı. Bu sürenin iki bir tutumla buralardan pek çok para modern mimarlık ve modern planlama
yıl daha uzatılabileceğine karar verdi. kazanabilme adına buraları yıpratabiliriz. çağına girilmiş ki, onun da hataları
Yerel yönetimlerimiz hızla ödenek görülüyor.
ayırarak, herkes için engelsiz mekân Zaten kazanıyoruz. Turizm dışında bir
oluşturmaya gayret etmelidirler. Sadece kazançtan mı bahsediyorsunuz? Nelerdir modernizmin hataları,
kentsel mekânların değil, binaların, kamu Hülagü Kaplan: Şöyle düşünen çıkabilir: birkaçından bahseder misiniz?
binalarının ve genel kullanıma açık örneğin Efes harabelerini satmış olsak trilyonlar Hülagü Kaplan: Modernist mimarlık
alışveriş merkezlerinin yeniden engelsiz kazanırız. Elbette alıcısı vardır bunun. ve modernist planlama aslında Le
olarak düzenlenmesi gerekiyor. Bu düşüncede olanlar da var. “Celsus’’ Corbusier ve grubu tarafından Atina
kütüphanesini satalım” diyebilir birisi. yakınlarında bir gemide imzalanan Atina
Kentin bileşenlerinden biri de estetiktir.
Şehirlerde, modernliğin parantezi Hemen alıcısı çıkar. Bergama Sunağı’nı Karta’sının bir sonucudur. Evrensel
içinde bile olsa, bize ait olan bir estetik Almanlar geri vermemek için yüklü olarak modernizmin kapısı açıldığında
algı gerçekleştirebilir miyiz? Kentsel bir para verebilirler. Şunu söylemek biz de hızla, düşünmeksizin, o kapıdan
dönüşümün, Sayın Başbakan’ın birçok istiyorum: Biz bunların mirasçısıyız. Ama girmişiz ve o girişle birlikte en olumsuz
yerde vurguladığı gibi, Selçuklu ve illa ki bu mirasın yıpratılması üzerine mi yönlerini alan bir duruma da düşmüşüz.
Osmanlı mimari tarzını yeni bir biçim geleceğimizi inşa mı etmeliyiz? Çünkü modernizm dört bölgeye ayırarak
altında şehirlerimizde görünür kılmak Alman ve Avusturya ekolünün kenti ortaya koymaya çalışmıştır. Yani
gibi bir algısı olabilir mi? etkisindeki Cumhuriyetin ilk dönem işle iskânı ayrı düşünmüştür, konutu,
mimari örneklerini bu mirasın neresinde rekreasyonu, sanayii, eğitimi birbirinden
Hülagü Kaplan: Selçuklu ve Osmanlı ayrı bölgelerde düşünmüştür. Dolayısıyla
mimarileri bizim geçmişimizin değerleridir. konumlandırabiliriz? Bir Cumhuriyet kentin bünyesini farklı çekmecelere, bir
Biz, Osmanlı, Osmanlı öncesi Selçuklu, mimarisinden bahsedebilir miyiz? konsolun, farklı çekmecelerine koyar gibi
Selçuklu öncesi Anadolu uygarlıkları, Hülagü Kaplan: Birinci ve İkinci Millî bir düşünceyle ortaya çıkmıştır. Koruma
buraya gelenler ve buradan gidenlerin Mimari Dönemleri, Osmanlı’dan alınan anlayışı yoktur modernizmde. Tarihe
sonucuyuz. Cumhuriyet, bunların tümünün sonuçların da bir tezahürüdür. Millî mimari saygı en az’da kalmıştır. Yeniyi ararken
niteliğine haizdir. Dolayısıyla benim için dönemleri bir arayıştır. Aynı zamanda eskiyi reddetmeye girişilmiştir. Sonra
Aksaray yolundaki kervansaraylar ne üslubun ödünç alınmasıdır. Sadece postmodernizm çıktı. Postmodernizm de
kadar önemliyse, Efes’teki kalıntı da o geleceğe yönelik bir arayış değil, fakat biçimsel anlamda Antik Yunan’dan ödünç
kadar önemlidir. Neden? Çünkü hepsinin ödünç alınmış üsluplardır. Tanzimat’tan bu aldığının üstüne Roma’yı veya Barok’u
mirasçısı biziz ve artık çoğu da dünya yana devam eden süreçte daha evrensel giydirmeye, bunun üstüne de başka


40 | ÇEVRE ve ŞEHİR | ŞUBAT 2013
   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47