Page 28 - Çevre ve Şehir Dergisi - Sayı 12
P. 28







Diğer iki senaryo ve özellikle de emisyon
kontrolünü öngören üçüncü senaryo, SO ,
2
NO ve NMVOC emisyonlarındaki artışı kayda
x
değer oranda dengelemektedir. Öyle ki, üçüncü
senaryonun uygulanması durumunda 2025’teki
SO emisyonunun 2010’daki değerlerin % 25
2
altına düşmesi, NO ve NMVOC emisyonlarının
x
ise 2010 değerlerinin sırasıyla % 35 ve % 15
üzerinde kalması sağlanacaktır.
Emisyon tahmin senaryolarında, tarımdan
kaynaklanan NH emisyonu da dikkate alınmıştır,
3
fakat kısa ve orta vadede NH emisyonunu
3
azaltma konusunda kaydedilecek gelişme
muhtemelen sınırlı olacaktır.
Emisyon Azaltım Önlemlerinin Ekonomik
Faydası
İlk ve ikinci senaryolarda ortaya çıkan emisyon
miktarlarını karşılaştırdığımızda, emisyon
sınırlandırmasından elde edilecek faydaların yıllar
içinde arttığı görülür. 2011’den 2025’e dek elde
edilen kümülatif brüt fayda, 2010 fiyatlarıyla 300
milyar TL’nin üzerindedir (bkz. Şekil 5). Emisyon
kaynaklanan emisyonları azaltmak için gübrenin kullanım kontrolünden elde edilecek tahmini fayda,
sıklık ve miktarının sınırlandırılarak kontrol edilmesi uygun kontrol tekniklerinin, mevcut linyitli santraller ve
gerekecektir. yeni yapılacak olan linyit ve kömürlü santraller olmak üzere
Geleceğe Yönelik Emisyon Tahmin Senaryoları başta elektrik üretimi sektöründe uygulanmasından doğacak
maliyetin—ki 2025 yılına kadar olan dönem için yaklaşık 45
Ülkemizde, Ulusal Emisyon Tavanları Direktifi kapsamındaki milyar TL olarak hesaplanmaktadır—bir hayli üzerindedir.
kirleticilerin 2010 sonrasında ulaşacağı değerleri öngörmek Öngörülen maliyetler ulusal ölçekte karşılanabilecek
üzere Teknik Destek Projesi tarafından birkaç farklı senaryo düzeydedir; bu maliyetlerin elektrik fiyatlarında neden
geliştirilmiş ve 2011-2025 aralığı için emisyon tahminleri olacağı artış 2025 yılına kadar % 5 düzeyini geçmeyecektir.
ortaya konmuştur. Bu dönemin
bitimini ifade eden 2025 yılı,
Türkiye’nin ulusal mevzuat uyumu
ile Ulusal Emisyon Tavanları
Direktifi’nin gerekliliklerini yerine
getirmesi gereken tarih olarak
önerilmektedir. İlk senaryo,
iktisadi ve demografik büyümeden
kaynaklanacak emisyon artışlarını
kontrol altına almak için hiçbir
ek tedbir alınmadığını (mevcut
durumun korunduğunu) varsayar.
İkinci senaryo, emisyonları kontrol
altına almak üzere bir takım ulusal
politikaların uygulandığı kabulüne
dayanırken, üçüncü senaryo ise, bunlara ek olarak Avrupa Şekil 5: Önlemlerden Sağlanması Öngörülen Kümülatif
Birliği’nde geçerli olan yasal düzenlemelerin de tümüyle Fayda
uygulandığını varsayar.
Sonuç olarak, Ulusal Emisyon Tavanları Direktifi’nin yaşama
Yapılan tahminler, ilk senaryonun uygulanması halinde geçirilmesi ülkemiz için oldukça avantajlı olacaktır.
SO ve NO emisyonlarının 2010-2025 aralığında % 120 ila
2
x
180 oranında artacağını göstermektedir. Emisyonlardaki Aynı dönem için ülkemizin SO , NO , NMVOC ve NH emisyon
X
2
3
bu artışın temel sebebi, yaşam standartlarının yükselmesi muhtemel tavan değerleri de belirlenmiştir. Muhtemel tavan
ve nüfus artışına bağlı olarak elektrik talebinde öngörülen değerleri, projede gerçekleştirilen emisyon tahminlerine
kayda değer artış ve bu talebin yerli linyit, ithal kömür dayanmaktadır ve kapsamlı bir gözden geçirmeye tâbi
ve ithal doğal gazla çalışan santrallerden karşılanacak olacaktır. Bu emisyon muhtemel tavan değerleri daha sonra
olmasıdır. Bu senaryoya göre NMVOC emisyonundaki artışın Avrupa Birliği ile müzakere edilerek ülkemize özgü değerler
ise % 65’ler civarında olması beklenmektedir. tespit edilebilecektir.
28 | ÇEVRE ve ŞEHİR | ARALIK 2012
   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33