Page 97 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Özel Sayı
P. 97

Mustafa Sert - Abdullah Emin Akay - Ayhan Ateşoğlu


                1. Giriş

                Hızla  gelişen  sanayi,  yanlış  arazi  kullanımı,  kentlerdeki  düzensiz  artış,
              günümüz  dünyasının  en  önemli  sorunlarından  olan  iklim  değişikliği  gibi
              etmenler doğal kaynakların hızla tükenmesine ve birçok çevresel bazı sorunlara
              neden olmaktadır. Bunların başında arazi örtüsünün kaybolması sonucu oluşan
              çölleşme ve savunmasız kalan toprağın bir yerden başka bir yere taşınımıyla
              oluşan erozyon gelmektedir. Arazi örtüsü ve toprak kayıpları sonucu ekosistem
              ciddi  bir  şekilde  zarar  görmekte,  geniş  araziler  terk  edilmekte,  ekolojik
              göçler yaşanmakta, biyoçeşitlilik kayıpları meydana gelmekte, gıda güvenliği
              doğrudan ve dolaylı olarak etkilenmektedir. Bu sorunların çözümüne yönelik
              projeler geliştirilmesi, gerekli önlemlerin alınması ve politikalar geliştirilmesi
              için problemin kaynağının tespit edilmesi elzemdir.
                Dünya  genelinde  her  yıl  20  milyon  hektar  verimli  toprak  degradasyona,
              24  milyar  ton  toprak  ise  erozyona  uğramaktadır.  Kurak  alanların  %70’i  de
              çölleşme riski altında bulunmaktadır (AbdelRahman, 2023; GSP, 2017). Gıda
              ve Tarım Örgütü (Food and Agriculture Organization) (FAO) öncülüğündeki
              Küresel Toprak Ortaklığı raporlarına göre dünya çapında her yıl 75 milyar ton
              toprak erozyona maruz kalmaktadır (GSP, 2017). Ülkemizde her yıl 642 milyon
              ton toprak su erozyonu sonucu taşınırken %22,5’lik alan da yüksek çölleşme
              riski altında bulunmaktadır (ÇEM, 2017; Erpul vd., 2020).
                Uzaktan  algılama  ve  uydu  teknolojileri,  yeryüzünün  ve  doğal  kaynakların
              kolaylıkla  izlenmesine,  doğal  kaynaklardaki  değişimlerin  analiz  edilmesine,
              risk  bölgelerinin  tespit  edilerek  etkin  bir  planlama  yapılmasına  olanak
              sağlamaktadır.  Yersel  ölçüm  yöntemleri  yani  sahada  verilerin  toplanması,
              bu  verilerin  bilgisayar  ortamına  aktarımı  son  derece  maliyetli  ve  nitelikli
              işgücü gerektirmektedir. Bu teknoloji, coğrafi verilerin hem zamandan hem
              işgücünden tasarruf sağlayarak kolaylıkla toplanmasını mümkün kılmaktadır.
              Bu makalenin amacı, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ve Uzaktan Algılama (UA)
              teknolojilerinin çölleşme ve erozyonla mücadele çalışmalarında kullanımı ile
              yapılan çalışmaları derlemek ve sentezlemektir.


                2. Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ve Uzaktan Algılama
                (UA) Teknolojileri

                CBS,  çevresel  envanterin  çıkarılmasında,  değişimlerin,  etken  faktörlerin
              gözlemlenmesinde,  mevcut  uygulama  ve  planlara  dayalı  tahminlerde
              kullanılabilen  çok  sayıda  farklı  istatistiksel  ve  mekânsal  verinin  sistematik
              olarak sunulmasıdır. Coğrafi bilgi sistemleri bazı ana bileşenlerden meydana
              gelmektedir;  veri  (uydu  görüntüleri,  haritalar,  küresel  konumlama  sistemi),



              96  Çevre, Şehir ve Çölleşme ve Erozyon
   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101   102