Page 173 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Özel Sayı
P. 173
Engin YILDIZ - İsmail BULUT
1. Giriş
Çığlar, insan hayatı, yerleşim yerleri, altyapılar, turizm alanları, kayak
merkezleri ve karayolları için tehdit oluşturan en önemli doğa kaynaklı
afetlerden biridir. Aynı zamanda çığlar; karın yanı sıra kaya, toprak, ağaç ve buz
içeren, dağlık bölgelerde meydana gelen kısa süreli, yerel ve dinamik kütle
hareketidir. Genellikle dağ yamaçlarında tehlike oluşturan olaylar olarak kabul
edilse de yoğun kar ve eğimli arazi birleştiğinde son derece tehlikeli olan
çığlar her yerde meydana gelebilir. Dağlık alanlara yakın veya uzak olmasına
bakılmaksızın, arazi kullanımı planlanırken çığ tehlikeleri/riskleri dikkate
alınmalıdır (Rudolf-Miklau ve diğerleri, 2015).
Türkiye, coğrafi yapısı ve iklim koşulları nedeniyle çığ gibi doğa kaynaklı
tehlikeler ile sıkça karşılaşmaktadır. Özellikle Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz
bölgelerinde meydana gelen çığlar, can ve mal kaybına yol açan ciddi riskler
arasında yer almaktadır. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)
verilerine göre, 01.01.1950 – 01.06.2018 tarihleri arasında Türkiye’de çığ olayları
il bazında incelendiğinde, çığların genellikle Bingöl, Tunceli, Erzincan ve
Bayburt gibi yüksek rakımlı illerde yoğunlaştığı görülmektedir. Şekil 1 de
gösterildiği üzere, Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgelerindeki dağlık
alanlar, çığ riski açısından en hassas yerlerdir. Erzurum, yüksek rakımı ve
topoğrafyası nedeniyle Doğu Anadolu Bölgesi’nde çığ riski altında bulunan
önemli illerden biridir ve bu ilde bu zamana kadar 71 çığ olayı meydana
gelmiştir (AFAD, 2018).
Şekil 1. 01.01.1950 – 01.06.2018 Tarihleri arasında Türkiye’de meydana gelen çığ
vakalarının il bazında sayıları (AFAD, 2018).
172 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi