Page 77 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 6
P. 77

Sena Gül Bozer - Demirhan Devran Tokatlı
                                          Emel Güven - Tamer Eren

                   1.  Giriş

                   Kentlerde göçün hızlanması ve nüfus büyüklüklerinin incelemeye alınması
                 ile dünya nüfusunun 1950’de %30’unun, 2010’da ise %50’sinin kentlerde ya-
                 şadığı görülmüştür. 2020’de bu oran %56 olurken 2050’de %70 olması öngö-
                 rülmektedir (Ateş ve Önder, 2019:1). Nüfus artışı, kentleşme oranları ve hızla
                 tükenen kaynaklar sebebiyle gelişen teknolojiler yardımıyla kentsel çözümler
                 ortaya koymak ve her açıdan sürdürülebilir kentler yaratmak, akıllı yaklaşımla-
                 rın geliştirilmesini zorunlu hâle getirerek “kentlerin akıllanması” düşüncesini
                 ortaya koymuştur. Kentleşme oranlarının artması ve büyük bir hızla tükenen
                 kaynakların karşı karşıya kaldığı zorluklarla çözümler ortaya konması ve her bo-
                 yutta sürdürülebilir kentler çıkarılmaları, akıllı teknolojilerin zorlayıcı hâle ge-
                 tirilmesi “kentlerin akıllanması” düşüncesini ortaya çıkarmıştır. Bu dinamikleri
                 içeren alternatifler “akıllı şehir” olarak adlandırılmıştır (Ateş ve Önder, 2019:1).
                   1990 sonrası ortaya çıkan bir kavram olan akıllı şehir, temelde gelişen bilgi
                 ve iletişim teknolojilerini en önemli araç olarak görerek, insan ve doğa için
                 yüksek  bir  verim  sağlanarak  akıllı  altyapıların  akıllı  mekânları  ve  toplulukları
                 meydana getirmesi anlamına gelmektedir (Ateş ve Önder, 2019:2). Akıllı şehir
                 ilk yıllarda şehirlerde altyapı unsurlarının teknoloji ile entegre bir şekilde ge-
                 lişimi hızlı, verimli ve etkili hizmet sunumu için dijital teknolojilerin kullanımı
                 olarak tanımlanmıştır (Çakır Demirhan, 2024a:5). Akıllı şehir kavramı, bilgi ve
                 iletişim teknolojilerinde ortaya çıkan gelişmelerin kentlerin ekonomisini, sos-
                 yal ve kültürel hayatını, mimarisini, siyasi ve yönetsel yapısını da kapsayacak
                 biçimde çok yönlü ve bütüncül değişimi ifade etmek amacıyla kullanılmaktadır
                 (Köseoğlu ve Demirci, 2018:2). Sağlıklı, güvenli ve yaşam kalitesi yüksek yerler-
                 de sürdürülebilir politikalar ve uygulamalar ortaya koymak ve geliştirebilmek
                 için akıllı şehir uygulamaları önemli bir araçtır (Partigöç, 2023:3).
                   Akıllı şehirler akılda sadece teknolojinin çoğunlukla uygulandığı ve kullanıl-
                 dığı yerler olarak canlanmamalıdır (Dal ve Özdemir, 2020:4). Teknolojinin varlığı
                 ile gün geçtikçe önem kazanan akıllı şehir kavramı, öncelikli olarak hareketlilik,
                 enerji, su ve gıda hizmeti, eğitim ve sağlık konuları ile ilgilenmektedir (Yaşar,
                 Poyraz, Yumuşak ve Eren, 2022:2). Çeşitli konular bütünleştirilerek hayatı kolay-
                 laştırıp insanların refah düzeylerinin arttırılması ve gelecekte de ihtiyaçlarının
                 etkin bir şekilde karşılanması adına akıllı şehirler önem arz etmektedir (Yaşar,
                 Poyraz, Yumuşak ve Eren, 2022:3). Akıllı şehirlerin asıl amacı ise insan ve doğaya
                 konforlu bir yaşam sunmaktır. Bunu faaliyete koyarken de gelecekteki nesilleri
                 düşünerek çevreci ve sürdürülebilir olma, kaynakları etkili ve verimli kullana-
                 bilme bilinci benimsenmiştir. Bilgi ve teknolojiyi en iyi şekilde çevre ve doğal
                 kaynaklarla harmanlayıp kullanmak amaçlanmıştır (Bulut, 2022:84).






                 76  Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   72   73   74   75   76   77   78   79   80   81   82