Page 174 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 6
P. 174
Uluslararası ve Ulusal Mahkeme Kararları Işığında İklim
İçtihadının Gelişimi
krizi ve doğanın hukuk düzenindeki yerine ilişkin tartışmalar çevre hukukunun
anayasalcılık anlayışı ile ilişkisini bambaşka bir kapsama taşımaktadır (Duygun,
2024: 87).
Anayasalarında doğrudan “iklim” ile ilgili hükümler olan 11 devlet vardır:
Cezayir, Bolivya, Fildişi Sahili, Küba, Dominik Cumhuriyeti, Ekvador, Tayland,
Tunus, Venezuela, Vietnam ve Zambiya (Bkz. https://climate-laws.org/?q). Ör-
neğin Ekvador Anayasası (Ekvador Anayasası m. 414 ve devamı maddeler)
yerli halkın hakları anlayışıyla yazılmıştır. Arka arkaya dört maddede doğa ana-
nın hak öznesi olduğu anlatılmaktadır. Doğayı merkeze alan bir bakış açısıyla
hazırlanan Ekvador Anayasası ve benzeri Bolivya Anayasasında, insan doğanın
bir parçası olarak kabul edilerek tüm canlı varlıklara haklar tanınmaktadır (Köy-
başı, 2023: 427). Bir diğer örnekte ise Tunus Anayasası (Tunus Anayasası m. 45)
devletin, vatandaşların sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını sağlaya-
cağını ve iklimin korunmasında görev alacağını garanti etmektedir .
3
Bu çalışmanın konusu olan iklim davaları, devletlerin anayasalarında geçen
ifadelere odaklanmayıp iklim değişikliği konusunun hak temelinde irdelenme-
sinin ve konunun sınırlarının veya daha doğru bir ifadeyle konunun sınırsızlığı-
nın ortaya konulmasındaki en önemli argümanlardır .
4
İklim değişikliğine ilişkin uyuşmazlıklarda genel olarak iklim değişikliği ve
insan hakları ilişkisi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde (AİHS) var olan yaşam
hakkı, mülkiyet hakkı, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı gibi hakların
sağlıklı bir çevrenin mümkün olmadığı durumda tam anlamıyla ve eksiksiz
kullanımları mümkün olmayacağı anlayışıyla (Engürülü Alçık, 2023: 1012-1013)
AİHS üzerinden kurulmaktadır.
İklim davaları neticesinde ortaya çıkan içtihatlar, iklim değişikliğinin kendine
has yapısı ve zamansızlığı nedeniyle yeni kavramları ve yeni hak bağlamlarını
ortaya çıkarmaktadır. Bu kararlarda, ehliyet ve menfaat kavramları gibi dava
edilebilirlik ve kabul edilebilirlik unsurları da tartışılmaktadır. Gelecekte
meydana gelmesi olası tehditlerin, zararların etkisine maruz kalacak gelecek
nesil haklarının korunması yönünde kararlar verilmektedir. Verilen kararların
her biri, bir diğer karara ışık tutarak uluslararası müzakere masalarına yeni konu
başlıkları oluşturmaktadır.
Bu minvalde, çalışmada incelenen iklim uyuşmazlıklarına temel oluşturması
açısından öncelikle iklim değişikliği kavramının gelişim sürecine ve konunun iki
3 Dünya genelinde yeşil anayasalcılık ve yüksek mahkemelerin bu noktadaki rolüne ilişkin ay-
rıntılı bilgi için bkz. Köybaşı, Serkan: İklim Değişikliğine Karşı Yeşil Anayasalcılık, On İki Levha
Yayıncılık, İstanbul, 2023.
4 Bu çalışmada iklim değişikliğine ilişkin mevzuat düzenlemelerinin detayları incelenmemiştir.
Bu konuya ilişkin çalışma başka bir makale konusu olup o çalışmada iklim hukukunun pozitif kural-
larla nasıl düzenlenebileceğine de değinilmesinde fayda olabileceği değerlendirilmektedir.
Yıl 3 / Sayı 6 / Aralık 2024 173