Page 146 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 6
P. 146
20 Eylül 2024 Tarihinde Türkiye’de Meydana Gelen Şiddetli Yağış
ve Sel Olayının Meteorolojik Analizi (Trabzon İli, Araklı ve Çevre İlçeleri)
lanımı) gibi etkilerle büyük su kütlelerinin akarsu yataklarında, vadi yamaç ve
tabanlarında, çukur bölgeler ve kıyı alanlarda kontrolsüz bir biçimde akması ve
yayılması olayıdır (Özcan, 2006; Sholihah vd., 2020).
Literatürde, şehir selleri ve ani taşkınlar için son zamanlarda “Yağışsal (Plü-
viyal) Seller” tanımı da kullanılmaktadır. Özellikle, Avrupa’nın kıyı şehirlerinde
plüviyal sellerin görülme oranı daha yüksektir (Demircan, 2022; Guerreiro vd.,
2017). Plüviyal seller, küresel çapta birçok şehir için önemli bir tehdit oluştur-
maktadır (Bulti ve Abebe, 2020;). Plüviyal seller, yağış şiddeti drenaj sistemle-
rinin kapasitesinin üzerine çıktığında meydana gelmektedir (Rosenzweig vd.,
2018). Seller, oluşum sürelerine göre, yavaş gelişen seller, hızlı gelişen seller ve
ani seller olarak; oluşum yerlerine göre, dere ve nehir selleri, dağlık alan-kuru
vadi selleri, kent selleri, kıyı selleri ve baraj selleri olarak; oluş zamanlarına göre
ise yaz taşkınları (yaz sağanakları ile oluşan taşkınlar), kış taşkınları (Kasım-Mart
arası oluşan taşkınlar) ve İlkbahar taşkınları (Nisan-Mayıs arasında kar erimesi
sebebiyle oluşan taşkınlar) olarak ayrılmakta olup ülkemizde en sık görülen
ve en çok hasara sebep olan taşkınlar akarsu taşkınlarıdır (Kadıoğlu, 2019; Ak-
man, 2021; Yüksek vd., 2022).
Türkiye konumu itibariyle iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkeler ara-
sında yer almaktadır (Çeribaşı ve Ceyhunlu, 2021). Doğu Karadeniz Havzası to-
pografik ve hidrometeorolojik yapısı nedeniyle sel ve taşkınlardan en çok etki-
lenen bölgelerden biridir (Çeribaşı, 2019). Doğu Karadeniz Bölgesinde oluşan
taşkınlar ve seller yalnızca yüksek yağış miktarlarına bağlı değildir. Toprağın
doygun olması ile az miktardaki yağışlar ve kar erimeleri de taşkınlara dönü-
şebilmektedir (Gürgen, 2004). İlkbahar döneminin gelmesiyle birlikte havalar
ısınmaya ve karlar erimeye başlar. Yağış miktarlarının düşük olmasına rağmen
akarsuların akımları artar. Hatta bazen eriyen kar sularına etkili sağanak yağış-
ların da eklenmesiyle akarsularda taşmalar meydana gelir (Uzun, 2007).
Ülkemizde yaşanan taşkın hadiseleri 1990’ların ortalarından bu yana artış gös-
termektedir (Kömüşçü & Çelik, 2013). Meteoroloji Genel Müdürlüğünün (MGM)
2023 Yılı Meteorolojik Afet Değerlendirmesine raporuna göre 2023 yılında ül-
kemizi etkileyen doğa kaynaklı meteorolojik afetlerin %38,3’ü şiddetli yağış/sel,
%23,2’si fırtına ve %16,3’ü dolu olarak kayıtlara geçmiştir (MGM, 2024).
Ülkemizde yağış rejimlerini etkileyen başlıca faktörler; hava kütleleri, cep-
helerin geliş yönleri, topografya ve karasallık koşullarıdır. Sonbahar ve kış dö-
nemleri, cephesel faaliyetlerin daha etkili olması sebebiyle yağış miktarının en
yüksek olduğu dönemlerdir. İlkbahar döneminde güney yönlerden esen fön
rüzgarları ile kara-deniz sıcaklıklarının birbirine yakın olması sebebiyle yağışlar-
da azalma gerçekleşir. Yaz döneminde ise sürekli kuzeyli akışlar sebebiyle kıyı
dağlar boyunca orografik yağışlar oluşmaktadır. Ayrıca ilkbahar ve yaz dönem-
lerinde gündüz ısınması ile konvektif kararsızlık yağışları da gerçekleşmektedir
(Ölgen, 2010; Türkeş vd., 2008).
Yıl 3 / Sayı 6 / Aralık 2024 145