Page 345 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 4
P. 345
Süleyman Toy - Zeynep Eren
gereken yer altı sularının birikmesini ve buharlaşmasını engelleyerek ortamdan
buharlaşmayla kaybolması gereken gizli ısının hissedilir ısı olarak ortamda
bulunmasını sağlar; WMO 2023).
İnsan faaliyetlerinin etkisi; kentlerde gerçekleşen üretim ve yaşam
faaliyetleri (sanayi, barınma, ulaşım) kaynaklı enerji üretim ve tüketimi faaliyetleri
neticesinde ortaya çıkan sera gazları ve partikül maddelerin yine kentte
atmosfer özelliklerini bozduğu ve uzun dalga boylu güneş radyasyonunu daha
fazla tutarak fazladan ısınmaya (antropojenik ısı) neden olduğu bilinmektedir.
Kent ortamında güneş enerjisinden kaynaklanan bu ilave ısınmalara ek olarak
yine insan faaliyetleri sırasında üretilen ısının salımı da söz konusudur (Oke et
al 2017; Dai et al. 2022).
Kent büyüklüğünün etkisi (City Size); yüzey alanı olarak kentleşmiş
(yapılaşmış) alanın büyüklüğü, kentsel yapılaşmış alanın yoğunluğu (yeşil
alanın olmayışı, kaplı ve yapılı yüzeylerin yoğunluğu) ile nüfusun birim alanda
yüksek yoğunluğu (bireysel olarak vücut ısıları) kentlerin ısı dengesini bozan
faktörler arasındadır. Yüzeylerin alansal büyüklüğüne ilave olarak bu yüzeyleri
oluşturan materyallerin yapısı ve termal özellikleri daha yüksek ısı tutma ve
iletme kapasitesine sahip olmalarına neden olmaktadır (Bernabé et al 2015).
Kentsel ortamlarda bahsedilen bu yüzeyler aynı zamanda su geçirimsiz kaplı
yüzeyler olduğundan düşen yağış suları oldukça hızlı biçimde yüzey akışına
geçerek uzaklaşmaktadır. Buna ilave olarak kent ortamı bir başka nem kaynağı
olan yeşil alanlardan da yoksun olduğu için bu alanlardan gelecek terleme
ve buharlaşma (evapotranspirasyon) kaynaklı nem de daha azdır (Najah 2023;
WMO 2023).
Coğrafi özelliklerin kent iklimine etkisi; kentlerin bulunduğu alanların
topoğrafyası (ova, dağ yamacı vb.), soğuk ya da ılıman iklim bölgesinde yer
alması (kış kenti, deniz iklimi bölgesi vb.) ve bitki örtüsü (orman ya da step
bölgesiyle çevrili olması) kent iklimlerinin çevrelerine göre az ya da çok
farklılaşmalarında etkili olmaktadır.
Sonuç olarak yukarıda anlatılan özellikler kentlerde hüküm süren iklim
özelliklerinin çevrelerine göre farklılaşmasını sağlamaktadır. Bu faktörler
arasından küresel iklim sisteminde oluşan değişimler, coğrafi ve yerel
meteorolojik şartlar nispeten müdahale edilemeyecek şartlar olarak
değerlendirilmektedir. Diğer faktörler ise doğrudan kentlerin kendi fiziksel ve
sosyoekonomik özelliklerine bağlı olduğu için planlama ve tasarım ilkelerine
uygun hareket ederek doğrudan müdahale ile iyileştirilebilecek özelliklerdir. Bu
nedenle bu özelliklerin sınıflandırılması, izleme ve değerlendirmesini yapmak
için parametreler haline getirilerek standart veri üretilmesi kentlerin iklim
değişikliğine dirençli hale gelmeleri, azaltım ve uyum tedbirleri geliştirilmesi
ve daha yaşanabilir hale gelmesi için önemlidir.
330 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi