Page 249 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 4
P. 249
Ahmet Yakut - Barış Binici
sokak taraması yaklaşımı ile toplanan verilerin değerlendirilmesi ile yüksek riskli
binaların içinde bulunması beklenen küme belirlenir, bu binalar daha sonraki
aşamalarda daha ayrıntılı verilerle ileri yöntemler kullanılarak değerlendirilir
ve en riskli binalar belirlenir. Birinci aşama hem hızlı tespit hem de bina
envanteri oluşturulması açısından önemlidir. Bu kapsamda, ülkemizde genel
olarak deprem riskinin yüksek olduğu bilinen şehirler ölçeğinde risk tespiti
çalışmalarına başlanmalıdır. Şehirlerin, öncelikle belirlenen küçük alanlar
bazında (mahalle gibi) yapı stoku özellikleri (sokak taraması ile hızlı belirlenecek
kat adedi, giriş kat kullanım durumu, çıkmalar gibi), deprem tehlikesi (Türkiye
deprem tehlike haritasından), zemin özellikleri gibi parametrelere bağlı olarak
risk önceliklendirmesi yapılması gereklidir. Bu amaçla önerilen ülkemize özgü
birçok yöntem mevcuttur (Yakut 2004, Sucuoğlu v.d. 2007, Yakut 2006, Tezcan
v.d. 2011). Ayrıntılı sokak taramasının yapılamadığı durumlarda bina kat adedi,
bina lokasyonu (deprem tehlikesi), bina yaşı ve zemin bilgilerine dayalı olarak
bir önceliklendirme yapılabilir.
Birinci aşama sonucunda yüksek riskli olarak belirlenen binaların ikinci aşama
değerlendirme için basit ölçümlerle sadece zemin kat rölöveleri çıkarılır. Kolon
yerleşim ve boyutları ile tahribatsız yöntemlerle elde edilen donatı detaylarının
yanı sıra donatı türü ve beton dayanımı gereklidir. Donatı türünü belirlemek
için birkaç elemanda sıyırma yapmak yeterlidir. Beton dayanımı belirlemenin
en güvenilir yolu karot almak olsa da ülkemizde buna karşı bir olumsuz bakış
vardır. Beton numunelerinin alınması tercih edilmezse ultrason veya diğer
tahribatsız yöntemlere başvurulabilir. Binanın zemin kat rölövesine bağlı olarak
(bu katın binadaki düzensizlikler de dikkate alınarak üst katlara kopyalanması
ile) bina modeli oluşturulur. Daha sonra Binici v.d. tarafından önerilen (Binici
v.d. 2022) yöntemde ayrıntılı olarak belirtildiği gibi ortalama eksenel yük oranı
ve kat arası ötelenme oranına bağlı olarak bir risk değerlendirmesi yapılır. Bu
yöntemde, saha çalışması ile binanın giriş kat rölövesi çıkarılır ve beton dayanımı
belirlenir. Daha sonra, giriş kat rölövesine bağlı olarak binanın üç boyutlu
modeli düşey yükler ve servis depremi altında analiz edilir. Binanın katlarında
elde edilen ortalama eksenel yük oranı ve buna karşılık gelen maksimum kat
ötelenme oranı, düşeyde eksenel yük oranı yatayda ise ötelenme oranı eğrisi
ile temsil edilen sınır değerler ile karşılaştırılarak bina risk durumu hakkında
bir değerlendirme yapılır. Binanın riskli çıkması durumda güçlendirilmesi için
gereken kaba maliyet hesaplanarak bina yaşı, zemin durumu ve kat adedi
gibi özellikler de dikkate alınarak güçlendirilmesine veya dönüştürülmesine
karar verilir. Bu aşamada yapılacak analizler ile yaklaşık güçlendirme maliyeti
çıkarılması da mümkündür.
234 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi