Page 245 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 4
P. 245
Ahmet Yakut - Barış Binici
rastlanmayan bir durumdur. Depremlerin çok geniş bir coğrafyayı etkilemiş
olması (11 ilde belirgin etki), bölgede yaşayan yaklaşık 13.5 milyon insanın
doğrudan etkilendiği düşünüldüğünde oldukça önemlidir. Ölçülen yer hareketi
kayıtlarının bazı bölgelerde deprem yönetmeliğinde verilen değerlerin çok
üzerinde olması da vurgulanması gereken bir husustur (ABYBHY 2007, TBDY
2018, ODTÜ 2023, İTÜ 2023, BOU 2023). Ayrıca, fayın kırılan bölgelerinden
nispeten uzakta olan ve yumuşak zemine sahip alanlarda meydana gelen
yaygın ve ağır hasar zemin etkileri açısından oldukça dikkat çekmiştir (ODTÜ
2023, İTÜ 2023).
Pazarcık merkezli ilk depremin daha uzun bir fay kırığına yol açtığı, Hatay,
Gaziantep, ve Kahramanmaraş’ta ağır hasara neden olduğu söylenebilir. İkinci
büyük deprem olan Elbistan merkezli depremin ise daha çok Malatya, Adıyaman
ve Kahramanmaraş’ta ağır hasara neden olduğu anlaşılmaktadır. Bölgede
gözlenen hasar incelendiğinde yıkılan, acil yıkım kararı alınan ve ağır hasar
gören binaların büyük çoğunluğun 2000 öncesinde yapıldığı görülmektedir.
Bu yapıların geçmiş depremlerde de gözlendiği gibi düşük beton dayanımı,
donatı detay eksiklikleri, yapısal sistem sorunları ve uygulama hataları başta
olmak üzere pek çok eksikliği barındırdığı gözlemlenmiştir (ODTÜ 2023). Düşük
beton dayanımlı, yapısal zayıflıkları bulunan, özellikle yumuşak zemin üzerinde
bulunan yüksek deprem etkilerine sahip bölgelerdeki birçok orta kat üzerindeki
binanın yetersiz performansı tekrar gözler önüne serilmiştir. 2000 yılı sonrası
yapılmış olup, yine bazı eksiklikler nedeniyle beklenenin üzerinde ağır hasar
gören binalar da mevcuttur. Yapılan açıklamalara göre hasar gören yapıların
yaklaşık yüzde 97’si 2000 yılı öncesi inşa edilmiş olan yapılardır. Kahramanmaraş
depremlerinde meydana gelen yüksek hasarın nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
• Meydana gelen depremin oluşturduğu yer hareketinin bina tasarımına
esas yer hareketinden büyük olması: Kahramanmaraş (Göksun, Pazarcık),
Fevzipaşa, Gaziantep (Islahiye, Nurdağı), ve Hatay (Antakya, Arsuz,
Hassa, Kırıkhan) mevkilerinde mevcut olan AFAD istasyonlarında ölçülen
kayıtlar kullanılarak elde edilen tasarıma esas deprem kuvvetlerinin
(tepki spektrumları) Deprem Yönetmeliği tarafından verilen deprem
kuvvetlerinden (tasarım tepki spektrumları) fazla olduğu belirlenmiştir
(Şekil 7). Bu sebeple oluşan hasarın bir kısmı, binalar deprem
yönetmeliklerine uygun yapılsa dahi bu sebeple gerçekleşmiş olabilir.
Deprem yönetmeliklerine uygun tasarlanan ancak beklenen en büyük
depreme maruz kalan yapıların yıkılmadan ağır hasarlı olarak depremi
atlatması, aslında deprem mühendisliğinde istenen bir yaklaşımdır.
Bir binanın şiddetli bir deprem sonrası ayakta kalıp kalamayacağını
belirleyen unsurlar sistemin doğru seçimi, binanın doğru tasarlanması
ve imalat çizimlerine harfiyen uyulması gibi mühendislik kalitesi ve
öngörüsüdür.
230 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi