Page 43 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 43

Ruşen Keleş


            kaynakların en uygun bir biçimde kullanılması ve korunması, ülkenin bitki ve
            hayvan varlığı ile doğal ve tarihsel zenginliklerinin korunması ve su, toprak ve
            hava kirlenmesinin önlenmesi” olarak belirlemiştir. 2006 yılında yürürlüğe giren
            5491 sayılı yasanın amaç maddesindeyse, “Bütün varlıkların ortak varlığı olan
            çevrenin sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda
            korunması sağlamak” ulusal çevre politikamızın amacı olarak tanımlanmıştır.
               Çevre Yasasının dayandığı temel ilkeler şu noktalarda toplanabilir:

                •   Çevrenin  korunması  ve  kirliliğin  önlenmesi  konusunda  herkese  bir
               sorumluluk düşmektedir.
                •   Çevrenin korunması, bozulmasının önlenmesi ve kirliliğin giderilmesi
               konularındaki her türlü çalışmalarda, Bakanlığın, yerel yönetimlerin, meslek
               kuruluşlarının,  birliklerin  ve  sivil  toplum  örgütlerinin  işbirliği  yapmaları
               gerekir.
                •   Arazi  ve  kaynak  kullanımı  kararlarını  veren  yetkili  kuruluşlar,  karar
               alma süreçlerinde sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun hareket etmekle
               yükümlüdürler.
                •   Yapılması  söz  konusu  olan  her  yatırımın  sağlayacağı  ekonomik  ve
               toplumsal yaralarla çevre değerleri üzerinde yaratacağı etkiler sürdürülebilir
               kalkınma ilkesi çerçevesinde bir değerlendirmeye konu yapılmak zorundadır.
                •   Çevre politikasının oluşturulmasında katılım ilkesine uyma zorunluluğu
               vardır.
                •   Tüm  etkinliklerde  atık  oluşumunu  kaynağında  azaltmak  ve  atıkların
               yeniden  kullanılmasını  sağlayan  çevre  ile  uyumlu  teknolojiler  kullanmak
               şarttır.
                •   Kirlenmenin  ve  bozulmanın  önlenmesi,  azaltılması,  giderilmesi  ve
               çevrenin  iyileştirilmesi  için  yapılacak  harcamalarda  kirletenin  ödemesi
               ilkesi  benimsenmiştir.  Çevreyi  kirletenler  ve  çevreye  zarar  verenler  yol
               açtıkları  kirlenme  ve  bozulmadan  doğan  zararlardan  dolayı  kusur  koşulu
               aranmaksızın sorumludurlar. (Kusursuz sorumluluk).
                •   Çevre  sorunlarının  kesin  çözümünün  çevre  değerlerine  sahip
               çıkabilecek  bir  çevre  bilincine  sahip  yurttaşların  yetiştirilmesinde  saklı
               olduğu bir gerçektir. Bu amaçla, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı örgün eğitim
               kurumlarının ders izlencelerinde çevre ile ilgili konulara yer verilmesi kuralı
               konmuştur. Ayrıca, radyo ve TV izlencelerinde çevrenin önemine ve çevre
               bilincinin geliştirilmesine yönelik konulara yer verilmesi ilkesi de getirilmiştir.
                •   Çevreyi  bozan  ve  kirleten  bir  etkinlikten  zarar  gören  ya  da  haberli
               kılınanların  yönetim  mercilerine  baş  vurarak  bu  tür  etkinlikleri  durdurma
               isteminde bulunabilecekleri yasa kuralıdır.



             28  Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48