Page 243 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 243

Gül Aslı Aksu


            gelecekteki durumla ilgili öngörülerde bulunabilir. Günümüzde olmasa bile
            kentin gelecekteki büyüme eğiliminin peyzaj deseni üzerindeki etkisinin nasıl
            olacağı konusu merak uyandırmıştır.
               Orman sınıfı (31000), en çok alan kaplayan (CA) sınıf olduğu halde, ünite sayısı
            (NP) çok yüksek çıkmamıştır, üniteler arası alan ağırlıklı ortalama mesafenin
            (ENN_AM)  de  oldukça  düşük  çıkması  (36,52  m),  buna  karşılık  en  büyük
            ünite  indeksi  (LPI)  değerinin  yüksek  çıkması,  orman  alanlarına  ait  ünitelerin
            bütünleşik ve merkez yapısı geliştirebilmiş üniteler olduğunu göstermektedir.
            Kümelenme indeksinin (AI) yüksek çıkması da bu bulguyu desteklemektedir.
            Bu durum habitat kalitesi bakımından da sevindiricidir. Çünkü ormanlar hem
            alansal olarak üstünlük kurmakta hem de sınıfı oluşturan üniteler, mekânsal
            düzenleniş  bakımından  bir  bütün  oluşturacak  yapıyı  yansıtmaktadır.  Şekil
            indeksi (LSI) ormanlara ait ünitelerin geometrik formdan bir hayli uzaklaştığını
            yansıtmaktadır ve bu durum, orman sınıfına ait ünitelerin girintili çıkıntılı bir
            kenar yapısına sahip olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla araştırma alanında
            yer alan ormanların hem kenar habitatlarını hem de merkezi (çekirdek) alanları
            tercih eden türler için uygun olduğu söylenebilir. Bu yapı biyolojik çeşitlilik
            açısından da önem arz etmektedir.

               En fazla alan kaplayan ikinci sınıf olan ekilebilir alanlar (21000), NP’nin daha
            yüksek ve LPI’nin daha düşük çıkmasıyla daha parçalı bir yapı sergilemektedir.
            Ancak  ENN_AM  değerinin  bir  hayli  düşük  (49,98  m),  AI’nin  de  %90’ın
            üstünde çıkması, sınıfa ait ünitelerin birbirine yakın olduğunu göstermektedir.
            LSI  değerinin  yüksek  çıkması  bu  sınıfa  ait  ünitelerin  kenar  yapısının
            Öklid  geometriden  uzaklaştığını  ve  daha  amorf  bir  yapıya  meylettiğini
            göstermektedir.  Tarım  arazilerinin  düz  hatlara  sahip  olmasına  karşılık  şekil
            indeksinin yüksek çıkması, tarım arazilerinin diğer sınıflarla kurduğu komşuluk
            ilişkilerini akla getirmektedir. Komşu tarlaların bir araya gelerek oluşturdukları
            toplu  ünitelerin  daha  ziyade  ormanlarla  komşu  olduğu  görülmektedir.  Bu
            durumda  her  bir  tarım  parselinin  sınırı  değil,  bir  arada  oluşturdukları  toplu
            ünitelerin sınırları önem kazanmakta ve hesaba dahil olmaktadır. Bu bulgu,
            özellikle tarım alanlarıyla komşuluk kuran orman kenarlarının kalitesinin gerek
            biyolojik çeşitliliğin arttırılmasında gerekse habitat kalitesinin yükseltilmesinde
            ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Geçiş habitatı niteliği taşıyan bu
            alanların dikkatle ele alınması gerekir. Ayrıca tarım alanlarıyla komşuluk kuran
            yol ağları da çizgisel bir karakter sergilediği için, bu geometrik yapının habitat
            kalitesine  getireceği  monotonluğu  kırmak  üzere  yol  kenarı  habitatlarının
            çeşitlendirilmesi  büyük  önem  taşımaktadır.  Tarlalar  arasında  oluşturulacak
            nitelikli bitki çitleri (yemiş veren çalılar vb.) de bu durumu destekleyebilecek
            ve teşvik edilmesi gereken bir diğer önemli yapıdır.



            228 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   238   239   240   241   242   243   244   245   246   247   248