Page 231 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 231
Gül Aslı Aksu
değerlerde tutarlılık olup olmadığını test edebilen “Analitik Hiyerarşi Yöntemi”,
göreceliliği azaltabilmektedir. Bu bakımdan katmanlı bir yapı sergileyen peyzaj
analizi ve değerlendirmesinde sıklıkla tercih edilmekte ve etkili sonuçlar
verebilmektedir (Aksu vd., 2017; Aksu, 2022; Aksu ve Kırca, 2022).
Analitik Hiyerarşi Süreci, herhangi bir problemin bileşenlerini ortaya koyma
prosedürünü entegre etmek üzere, oranlı ölçekler türetilmesi yöntemidir.
Bu yöntem bir problemi, daha küçük yapı taşlarına bölme ve sonra her bir
hiyerarşide öncelikler geliştirebilmek için basit ikili karşılaştırma muhakemeleri
oluşturma temel mantığını kullanır (Harker ve Vargas, 1987). Analitik Hiyerarşi
Yöntemi’nde karşılaştırma matrisine tabi tutulan faktörlere 1’den 9’a kadar
değerler atanmaktadır (Saaty ve Vargas, 2012). Analitik Hiyerarşi Yöntemi
üç temel prensip üzerine kurulmuştur: “Hiyerarşilerin Oluşturulması”,
“Önceliklerin Belirlenmesi” ve “Mantıksal ve Sayısal Tutarlılık” (Özcan, 2008).
Bu yöntemde uygulanan normalleştirme işlemi sayesinde, ölçüt değerleri
kendi puanlarını kaybeder ve değerlendirilen öğenin edinim derecesinin ifadesi
haline gelir. Böylelikle tanımlanan ölçüt alternatiflerinin etkileri, karşılaştırılabilir
hale getirilir. İkinci adımda analiz için seçilen faktörler ağırlıklandırılır.
Ağırlıklandırma işlemi, farklı ölçütlerin göreceli önem derecelerini ifade etmek
ve değerlendirmeye katmak için kullanılır. Son olarak bir karar verme kuralı
kullanılarak, alternatifler üretilir. CBS’ de uygulanan mekânsal değerlendirme
yöntemleri ile ölçütlerin mekânsal performansları basitleştirilerek sistemli hale
getirilir (Steiner vd., 2000; Geneletti, 2007; Herwijnen ve Janssen, 2001).
Araştırma alanında, çok sayıda ölçüte bağlı olarak gelişen yüzeysel akışın
değerlendirilmesinde bu yöntem tercih edilmiştir. Ekosistemlerde doğal-
kültürel çok sayıda bileşen etkileşim halindedir. Bileşenler ve aralarındaki
etkileşimler kompleks bir yapı oluşturmaktadır. O nedenle çok ölçütlü
analizlerde değerlendirilecek olan ölçütlerin rijit olarak birbirinden ayrılması
mümkün olmamaktadır. Bu durumun ölçütler tercih edilirken, göz önünde
bulundurulması gerekmektedir. Ölçütlerin, analiz edilen konuyla ilgili temel
göstergeleri barındırmasına ve ölçütlerde tekrara düşülmemesine dikkat
edilmesi önem taşımaktadır. Ölçütler içerisinde tekrar eden bileşenler,
analizin güvenilirliğini azaltmaktadır. Örneğin yağış almayı etkileyen rüzgâr
yönü, bakı ile doğrudan ilişkilendirilebilecek bir ölçütken, rüzgâr yönüne bağlı
ayrı bir katman oluşturulup ayrıca bakı ölçütü de analize bir katman olarak
dahil edilirse, yöne bağlı farklılıkların değerlendirilmesinde tekrara düşülmüş
olunur. Bakı ölçütü başlı başına rüzgâr yönü, yağış alma, güneşlenme gibi
ölçütleri analize dahil etmeye yetecek bir ölçüt konumundadır. Bu bakış
açısıyla, değerlendirmeye dahil edilecek olan ölçütlerin ve ölçütlerin araştırılan
konuyu ortaya koyma becerisinin belirlenmesi, karar vericiye bağlı olduğu
için ekolojik risk analizlerinin tamamen nicel olma ihtimali bulunmamaktadır.
216 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi