Page 97 - Çevre, Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 1
P. 97
Aysun Aygün Oğur
Giriş
İklim, turizm sektöründe turist talebini yönlendirmede etkili bir faktördür.
Turistlerin turizm destinasyonu, seyahat edecekleri sezon ve gidecekleri yerde
kalış süreleri kararlarında iklim de rol oynamaktadır. Kayak turizmi, doğa turizmi,
deniz turizmi gibi turizm çeşitleri belirli iklim koşullarına ihtiyaç duydukları için
iklimsel olaylara oldukça duyarlıdırlar (Amelung vd., 2007). Küresel ekonomiye
%10,4, istihdama %10 (WTTC, 2019) gibi yüksek oranlarda katkıda bulunan
bu sektörün iklim karşısındaki kırılganlığı uzun yıllar boyunca göz ardı edilmiş,
iklim, destinasyonların sahip olduğu değişmez bir özellik olarak kabul edilmiştir
(Smith, 1993; Harrison vd., 1999; Lise ve Tol, 2002; Li vd., 2018). Ancak, küresel
iklim değişikliğinin doğal alanlar, yaşam alanları, insan yaşamı ve ekonomik
sektörler üzerindeki somut etkilerinin hissedilmeye başlamasıyla birlikte iklim
faktörünün turizm sektöründeki önemi de anlaşılmıştır. Yükselen farkındalıkla
bu alandaki araştırmalar artış göstermeye başlamıştır. Artan sıcaklıklar, deniz
seviyesindeki değişiklikler, yağış miktarları ve sıklığında görülen değişiklikler ve
doğal alanların tahribi/yok olması, kaçınılmaz olarak turizm talebinin mekânsal
dağılımını ve turist akış desenini değiştirecektir (Solomon vd., 2007; Nadal,
2014). Azalan yağışlar turizm merkezlerinde kar kütlesinin azalmasına neden
olarak kış sporları ve turizmini olumsuz etkilemektedir (IPCC, 2018). Bu durum
aynı zamanda su kaynaklarının azalmasına, yazın artan turist sayısı ile yükselen
su talebinin karşılanamama riskinin ortaya çıkmasına, su kıtlığına sebep
olmaktadır (Becken, 2014). Yine iklim değişikliği ile sıklığı ve şiddeti artan
fırtına, kasırga gibi aşırı hava olayları güvenlik problemleri oluşturmaktadır
(Scott, 2003). Diğer taraftan, aşırı sıcaklar ve sıcak hava dalgaları sebebiyle
yazın konfor seviyesinin düşmesi, turizm sezonlarının ve popüler turizm
destinasyonlarının değişmesi beklenmektedir (Grillakis vd., 2016; IPCC, 2018;
Aygün Oğur ve Baycan, 2022). İklim değişikliğinin etkilerine karşı en kırılgan
bölgelerin turizme dayalı ekonomik kalkınma modeli benimsemiş bölgeler
olduğu görülmektedir (Scott vd., 2019).
Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz bölgesi bugün en popüler yaz
turizm destinasyonlarının başında gelmektedir. Türkiye, 2019 yılında en çok
1
turist gelen 6. ülke olmakla birlikte turizm gelirleri bakımından 13. sırada yer
almıştır (UNWTO, 2020). En çok turisti yaz aylarında ağırlayan Türkiye, sahip
olduğu uygun iklim koşulları, eşsiz sahilleri ve doğal güzellikleri sayesinde
özellikle yaz aylarında; deniz-kum-güneş turizmi ile ön plana çıkmaktadır.
Ancak iklim değişikliği projeksiyonları Akdeniz bölgesinin kritik bir risk altında
olduğunu vurgularken, turizm sektörünü de olumsuz etkileyecek iklimsel
1 2020 yılında başlayan Koronavirüs pandemisi sebebiyle 2020 yılı sonrasında küresel turizm hare-
ketleri durma noktasına gelmiştir. Olağanüstü bu durum yanıltıcı olabileceğinden çalışmada 2019
verileri kullanılmıştır.
82 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi