Page 279 - Çevre Şehir İklim - Sayı 2
P. 279
Muhammed Demiralp
gibi turizm sektörü için de her geçen gün daha fazla önem arz etmektedir.
Çünkü turizm sektörünün bünyesinde gerçekleştirilen faaliyetlerin sera gazı
emisyonlarında meydana getireceği artışın iklim değişikliğini kötüleştirmesi kısa,
orta ve uzun vadede turizm sektörünü olumsuz yönde etkileyecek sonuçların
ortaya çıkmasına ve turizm sektörünün zarar görmesine neden olacaktır.
Çalışmada bu bağlamda turizm sektörünün iklim değişikliğine olan
etkisinin en çok ulaşım sırasında ortaya çıktığı görülmüştür. Sadece turistik
amaçlı ulaşımla ilgili emisyonların 2030 yılında 2016 yılı seviyelerine göre %25
oranında artması beklenmektedir.
Bu kapsamda turizm sektörünün karbon ayak izini azaltması, taşıt
modernizasyonu, kullanılan yakıtların çevre dostu yakıtlar ile değiştirilmesi,
ayrıca yine turizm sektöründe oldukça önemli olan su, enerji ve gıda israflarının
önlenmesi gerekmektedir. Özellikle deniz turizminin yapıldığı alanlarda güneş
panellerinden yararlanılması, turizm tesislerinde atıklara ilişkin düzenlemeler
yapılması gibi girişimlerle sektörün karbon ayak izi azaltılarak, iklim değişikliğini
kötüleştiren unsurlar mümkün olan alanlarda ortadan kaldırılmalı veya en aza
indirilmelidir. Yine benzer şekilde yeni yapılacak turizm tesisleri de gerekli
yatırımlar ile iklime duyarlı tesisler olarak inşa edilmelidir.
Sürdürülebilir ve esnek bir turizm sektörünün oluşturulmasının sadece
insanlar için değil, biyoçeşitliliğin korunması, sektörde yeni istihdam alanlarının
oluşturulması, döngüsel ekonominin geliştirilmesi ile toplumsal bütünleşmenin
ve refahın sağlanması gibi bir dizi çevresel, ekonomik ve sosyal sonuçları
olacaktır. İklim duyarlı turizm çözümlerinin ivedilikle geliştirilmesi sadece Paris
Anlaşması’nın değil, Birleşmiş Milletler’in tüm devletlerden 2030 yılına kadar
hayata geçirilmesini beklediği Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma
Amaçları’nın da hayata geçirilmesi konusunda önemli katkı sağlayacaktır. İklim
değişikliğinin hâlihazırda ortaya çıkan etkilerine karşı turizm sektöründe iklim
dirençliliğinin sağlanmasında, gerek doğal gerek teknolojik çözümlerin hayata
geçirilmesi, yani iklim değişikliğine uyum önlemlerinin geliştirilmesi sektörün
devamlılığı ve sürdürülebilirliği için önem arz etmektedir.
Sonuç olarak, turizm sektörü iklim değişikliğini tetiklerken aynı zamanda
iklim değişikliği de turizmi olumsuz anlamda etkilemektedir. Bu iki yönlü
olumsuzlukların giderilmesi adına turizm sektörünün iklim değişikliğine
etkileri kapsamında hem ulusal hem uluslararası bağlamda iklim duyarlı
politikaların geliştirilmesi kadar bunların uygulanması da oldukça önemlidir.
Küresel anlamda bu kapsamdaki süreç takip edilmeli ve uluslararası iş
birliği imkânlarından yararlanılmalı, iyi uygulamalar ve tecrübe paylaşımı
imkânları araştırılmalıdır. Turizmin de içinde olduğu tüm sektörlerde sera
gazı emisyonlarını azaltmak ve iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirmek
doğrultusunda uyum ile önlemleri hayata geçirmek, içinde bulunduğumuz
çağda her zamankinden önemli ve acil bir politika alanını temsil etmektedir.
265 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi