Page 165 - Çevre Şehir İklim - Sayı 2
P. 165
Demet Gülhan
Kentsel direnç genel olarak fosil yakıt bağımlı yaşam biçiminin neden
olduğu küresel ısınmanın sonucunda meydana gelen iklim değişikliği ile uyum
bağlamında ele alınır. İklim değişikliği ve küresel ısınma sonrası oluşan afetler
süresince kentin doğal çevresi ve yapılı çevresindeki (yollar, binalar, altyapı,
enerji tesisleri, suyolları, barajlar vb.) fiziksel sistemlerin hayatta kalmasını ve
aşırı gerilme karşısında fonksiyonlarını sürdürebilme kapasitesini belirler.
Kentsel alanda yapılacak yatırımlar gelecek on yıl için son derece önemlidir.
Bu durum sadece iklim değişikliğinin gelecekte ortaya çıkarabileceği zararları
azaltmak bakımından değil, aynı zamanda tahmin edilen iklim değişikliği
senaryoları içindeki etkilere kentleri hazırlayacakları için de önemlidir. Yatırımın
buradaki anlamı, beklenilen iklim değişikliğinden kentleri korunaklı kılacak
teknik çözümlerin uygulamaya geçirilmesinin ötesinde sosyal sermaye ve
insanın gelişmesini, kurumsal kapasiteyi, kentler arası ve bölgesel işbirliğini
içine almayı gerekli kılan bir anlama sahiptir (Zimmerman, 2010: 4-5).
Jabareen (2013: 222), kentsel dirençlilikle ilgili en temel zorluğun, şehirlerin
sosyal, kültürel, ekonomik ve mekânsal yönlerinin dirençlilik çerçevesine dâhil
edilmesinde yaşanan zorluklar olduğundan bahseder. Bu bağlamda kentlerin
oluşumunda en temel öğe olan mimariyi, tasarım ve planlama kapsamında
dirençlilik kavramı ile ilişkilendirmek ve tarihsel süreç içerisinde oluşan mimari
yapıların kentsel dirence katkısı bu çalışmanın ana konusu olarak belirlenmiştir.
c. Mimaride Dirençlilik Kavramı
Şehirlerin ayrılmaz parçası olan mimari yapılar alt ve üst yapı olarak tüm
bileşenleri ile birlikte kentlerin dirençliliğini belirleyen unsurlardan biri olarak
düşünülmektedir. Mimari alanda dirençlilik kavramı, bir yapının ya da sistemin
beklenmedik şoklara dayanma kabiliyeti anlamına gelmektedir. Günümüzün
önemli sorunu haline gelen küresel ısınma ve iklim değişiklikleri karşısında
çevre dostu, sürdürülebilir ve daha dirençli yapılar tasarlamak mimarların
öncelikleri haline gelmiştir. Yapıların beklenmedik doğal afetler (deprem,
sel, tsunami, toprak kayması, heyelan vb.) ile terör ve savaş gibi olaylara karşı
dirençliliğini artırmak amacı ile yeni inşa edilecek binalarda yer seçiminden
başlamak üzere tüm planlama ilkeleri ve bina kodlarının tekrar gözden
geçirilmesi ve güncellenmesi gerekmektedir (Gülhan, 2022).
Amerika Birleşik Devleri Ulusal Altyapı Danışma Konseyi binalarda dirençlilik
kriterlerini dört ana başlıkta özetlemektedir (Aktaran; Lfarakh, 2021: 8-9):
1. Sağlamlık: Bir yapının dış darbelere maruz kaldıktan sonra işlevini
sürdürme gücü (bu, bina tasarımını ve sağlam malzeme özelliklerini içerir),
2. Ani Değişime Hazır Olmak: Herhangi bir ani değişime hazırlama ve
buna yanıt verme yeteneği,
151 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi