Page 258 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 4
P. 258

Afet Yönetiminde Yeni Bir Model:
                                  Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli

            hale gelmiştir. Özellikle son yıllarda yaşanan seller, orman yangınları, toprak
            kaymaları,  susuzluk  ve  kuraklık  gibi  afetler  iklim  değişikliği  temelli  afetler
            olarak nitelendirilmektedir.
               Elbette  son  yıllarda  sayısı  artan  afetlere  karşı  Türkiye  ülke  olarak  erken
            müdahale  altyapısını  güçlendirmiş  ve  afet  sonrası  sürecin  restorasyonunu
            hızlı,  etkin  ve  verimli  bir  şekilde  yürütmeyi  başarmıştır.  Özellikle  1999
            Marmara Depreminden sonra gerek kurumsal gerekse de mevzuat düzeyinde
            gerçekleştirilen çalışmalar ve geliştirilen modeller bu başarının yansımasıdır.
            Afet yönetiminin AFAD başkanlığında tek bir çatı altında toplanması, Türkiye
            Afetle Mücadele Eylem Planı gibi katılımcı bir anlayışla hazırlanan bir rehberin
            olması, Türkiye’nin iklim değişikliği konusunda atmış olduğu tarihi adımlar da
            ayrıca dikkatle değerlendirilmelidir. Yine kalıcı barınma sorununa bulduğu hızlı
            çözümler nedeniyle vatandaşlarına güvenli konutlarını en kısa süre içerisinde
            inşa eden sosyal devlet anlayışının bir tezahürü olarak tüm dünya kamuoyunun
            da dikkatini çekmiştir. Bu anlamda Türkiye, şehircilik faaliyetlerini kararlılıkla
            sürdürmekte ve kriz çağında inşa ettiği yeni sosyal devlet modelinin gereğini
            tam manasıyla yerine getirmektedir. Türkiye; Arnavutluk, Ukrayna ve Pakistan
            gibi  ülkelerde  deprem,  sel,  yangın  gibi  afetlere  duyarsız  kalmayarak  sosyal
            politikalarda sınırları aşan adımlar atmakta ve daha adil bir dünyanın kurulması
            sürecine öncülük etmektedir.

               3. Kahramanmaraş Depremleri Sonrası Yeniden İhya ve İnşa Süreci

               Türkiye,  Kahramanmaraş  merkezli  iki  büyük  depremle  tarihinin  en  büyük
            afetlerinden birini yaşamıştır. Milletimizi derin bir yasa boğan asrın felaketiyle
            50 binin üzerinde insanımız yaşamını yitirmiştir. Türkiye’yi ve sınır komşumuz
            Suriye’yi de etkileyen “Kahramanmaraş Depremleri” Türkiye’nin tarımsal ve
            sanayi üretiminin yoğun olarak yapıldığı; kadim şehircilik geleneklerimizin en
            güzel  örneklerini  barındıran,  tarih,  kültür  ve  turizm  bakımından  son  derece
            zengin  11  şehrimizi  etkilemiş  ve  büyük  bir  yıkıma  neden  olmuştur.  Adana,
            Osmaniye,  Hatay,  Kilis,  Gaziantep,  Kahramanmaraş,  Adıyaman,  Diyarbakır,
            Şanlıurfa, Malatya ve Elazığ’ı etkisi altına alan deprem yaklaşık 14 milyon insanı
            doğrudan, ülke olarak 85 milyon insanımızı etkilemiştir. Bu depremlerde başta
            şehirler ve altyapısı olmak üzere sanayi alanları, tarihi ve doğal zenginlikler,
            kırsal  yerleşim  alanları,  sulama,  iletişim,  ulaşım  ve  lojistik  altyapı,  eğitim
            ve  sağlık  kurumları,  ibadethaneler,  sosyal  donatı  alanları  zarar  görmüştür.
            Depremden  zarar  gören  şehirlerimiz  aynı  zamanda  kadim  medeniyetimizin
            en  kıymetli  hazinelerine  ev  sahipliği  yapmaktadır.  Diğer  yandan  bugün
            sahiplendiğimiz  ve  kimliğimizin  bir  parçası  olarak  gördüğümüz  insanlık
            tarihinin eşsiz hazinelerinin olduğu bu toprakların mazisi insanlık kadar eski
            olan bir geçmişe uzanmaktadır. Bu bölge insanlığın binlerce yıllık birikimine,
            kültürel  mirasına  ev  sahipliği  yapmaktadır.  Ne  yazık  ki,  sahip  olduğumuz



                                                                 Yıl 2 / Sayı 4 / Temmuz 2023  243
   253   254   255   256   257   258   259   260   261   262   263