Page 237 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 4
P. 237
Ahmet Yakut - Barış Binici
Giriş
Ülkemizdeki yapım yılı bilgisi belli olan yapı stokunun (toplam yapı stokunun
yaklaşık yüzde 90’ı) yaklaşık yüzde 48’sini 2000 öncesi yapılar meydana
getirmektedir. Yapılarımızın ortalama kat yüksekliği 5 civarında olup, bu
değer Ankara’da 7.1 (en yüksek) ve İstanbul’da 6.9’dur (TUİK, 2021). Kentsel
bölgelerdeki yapı stokumuzun büyük çoğunluğunu meydana getiren az ve
orta katlı betonarme yapıların, geçmiş depremlerde de ortaya konduğu üzere,
deprem performansı yeterli değildir. Ülkemizdeki yapı stokunu deprem riski
açısından 2000 öncesi ve 2000 sonrası yapılar olarak ikiye ayırmanın uygun
olacağı düşünülmektedir. Yapı tasarımı, malzemesi ve inşaatı açısından 2000
yılı civarında yapılan değişikliklerin bu tarihten sonra inşa edilen yapıların
deprem risklerini önemli ölçüde etkilediği söylenebilir. 1998 yılında yürürlüğe
giren deprem yönetmeliği (ABYBHY 1998) depreme dayanıklı bina tasarımı
konusunda modern ve güncel hesapları ve hükümleri içermektedir. O
tarihe kadar geçerli olan 1975 yönetmeliğine göre hem deprem etkilerinin
belirlenmesi hem de yapısal eleman tasarımı ve detaylandırması konusunda
kapsamlı hükümler getirilmiştir (Yakut v.d. 2021, İlki ve Celep 2012, ODTÜ 2020).
1998 yönetmeliğinin yürürlüğe girmesinden yaklaşık 1 yıl sonra meydana gelen
Kocaeli ve Düzce depremleri ülkemizdeki deprem gerçeği ve yapılarımızın
riski konusunda farkındalığın belirgin ölçüde artmasına sebep olup ülke
çapında deprem riski konusunda birçok çalışmanın başlatılmasını sağlamıştır.
Betonarme Yapıların Tasarım ve Yapım Kuralları standardı (TS500,2000), 2000
yılında revize edilerek yapılarda hazır beton ve belli kalitede çelik donatı
kullanımını zorunlu hale gelmiştir. 2001 yılında yürürlüğe giren 4708 sayılı yapı
denetimi kanunu ile standartlara ve yönetmeliklerine uygun kaliteli yapıların
yapılması için proje ve yapı denetimi sağlanması amaçlanmıştır. Öncelikli
olarak 19 pilot ilde uygulanan yapı denetiminin kapsamı genişletilerek 2011
yılında tüm ülkede zorunlu hale getirilmiştir.
Bu makalenin amacı yapı stokumuzun önemli bir bölümünü oluşturan BA
binaların deprem davranışlarını geçmiş depremlerde gözlenen performans
açısından irdeleyerek, özellikle 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerine
vurgu yaparak, yapılarımızın risklerini değerlendirmektir. Sonrasında, yapısal
riske yol açan faktörleri belirleyerek bu risklerin azaltılması konusunda bir yol
haritası çizilerek önerilerde bulunulmaktadır.
Mevcut BA Yapı Stokumuzun Deprem Performansı ve Hasara Yol Açan Faktörler
Ülkemizdeki BA bina stokunun özellikleri ve davranışı düşünüldüğünde
2000 öncesi yapıların büyük risk grubunu meydana getirdiği konusunda
araştırmacılar fikir birliğine varmış durumdadır. Bu nedenle, 2000 öncesi inşa
edilmiş olan yapıların özellikleri ve deprem performansı ayrıntılı olarak ele
alınacaktır.
222 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi