Page 200 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 200

Çevre Tarihi Perspektifinden Sürdürülebilir Su Yönetiminde
                                  Örnek Medeniyet: Osmanlı Devleti

               •   Kentlilerin şehirlerinin durumu hakkında fikir sahibi olabilmesi,
               •   Vatandaşların daha aktif olarak karar alma ve politika yapma süreçlerine
                  katılması,
               •   Vatandaşların beklentilere uygun yeni hizmetler geliştirebilmesi,
               •   Kentsel donatılara erişim olanaklarının artırılması,
               •   Üretim süreçlerinin geliştirilmesi ve daha verimli hale getirilmesi,
               •   Fiziksel çevrede farklı risk unsurlarının azaltılması,
               •   Etkin afet yönetimi ve erken uyarı sistemlerinin hayata geçirilmesi.

               Sonuç ve Değerlendirme
               21.  yüzyılda  kentsel  normlar  sorgulanırken,  kentleşme  olgusu  akıllı  şehir
            bağlamından  koparılmadan  küresel  ve  yerel  düzeydeki  kalkınma  faaliyetleri
            üzerinden  tartışılmaktadır.  Bu  kapsamda  öncelikli  olarak  hayata  geçirilen
            uygulamaların ilki, BİTin desteklediği kentsel altyapının kullanılması olmuştur.
            Sonraki süreçte, kentsel gelişim süreçleri bakımından akıllı şehirler önemli bir
            motivasyon kaynağı haline gelmiştir. Hem akademik yazından hem de farklı
            disiplinlerin  uygulama  örneklerinde  akıllı  şehir  yaklaşımının  ortaya  çıkardığı
            yeni kavramlarla sıkça karşılaşılmaktadır. Bu kavramlara büyük veri, açık veri,
            sosyal sermaye, yaratıcılık, akıllı toplum, vb. örnek verilebilir.
               Akıllı  şehirlerin  planlama,  tasarım  ve  yönetim  süreçleri,  kullanıcısı  olan
            kentliler  ile  birlikte  yürütüldüğü  takdirde,  mekânsal  kalite  ve  verimin  aynı
            oranda  artacağı  öngörülmektedir.  Kentteki  tüm  paydaşların  katılımı  ve
            işbirliği ile yürütülecek bu süreçler, temel olarak BİT ile veri analitiği üzerine
            kurulmuştur. Yalnızca kent planlama ölçeği değil, aynı zamanda mimari ölçekte
            de  insan  odaklı  bir  yaklaşım  akıllı  şehir  yaklaşımıyla  ön  plana  çıkmaktadır.
            Akıllı  şehir  yaklaşımı  içeriği  itibariyle,  ‘akıllıca  bir  kent  yaratılacağı’  fikrini
            körü  körüne  savunan  bir  anlayışa  sahip  değildir.  Buradaki  gerçeklik,  beşeri
            sermaye tarafından bir gelişme süreci olduğunu görmektir. Hali hazırda akıllı
            şehrin  bileşenleri  (yönetişim,  kültür,  insan,  teknolojik  yenilikler,  vb.)  ve  bu
            bileşenlerden biri olan akıllı insanın temel nitelikleri (yaşam boyu öğrenme,
            sosyal  çoğulluk,  esneklik,  yaratıcılık,  açık  fikirlilik,  kamusal  hayata  katılım,
            kozmopolitan  olma,  vb.)  dikkate  alındığında,  akıllı  şehir  kavramının  hızlı  bir
            gelişme sürecinde olması son derece anlaşılır ve tahmin edilebilir bir sonuçtur.
               Sürdürülebilirlik  bağlamında  kentsel  planlama  süreçlerinde  akıllı  şehir
            yaklaşımının  önemli  bir  rolü  ve  işlevi  olduğu  konusunda  dünya  çapında  bir
            ortak akıl oluşmuş durumdadır. Bu ortak aklın, akıllı şehir yaklaşımını gerekli
            bulmasının  temel  gerekçeleri  olarak;  (a)  akıllı  sistemlerin  artan  nüfus  ve
            talepler karşısında pozitif dışsallık sağlaması, (b) kentsel büyüme modellerinin
            doğurduğu  olumsuz  sonuçların  orta  ve  uzun  vadede  bertaraf  edilmesi
            ve  (c)  yerleşim  bölgelerinin  yaşanabilirliğinin  nitelik  ve  nicelik  bakımının
            arttırılabilmesi biçiminde ifade edilebilir.



                                                                  Yıl 2 / Sayı 3 / Ocak 2023  185
   195   196   197   198   199   200   201   202   203   204   205