Page 115 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 115
Zeki Ünal Yümün - Erol Kam - Melike Önce
Giriş
Marmara Denizi yaklaşık 5-20 milyon yıl önce kıtasal bir kabuk üzerinde oluşmuş
bir iç denizdir. Marmara Denizi Ege Denizi ve Karadeniz’i birbirine bağlayan
boğazlara sahiptir. Marmara Denizi’nde 1000 m’den daha fazla derinliğe sahip
çukurlar bulunmaktadır. Bu çukurlar Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) hattında
oluşan tipik fay morfolojisinin göstergesidir (Yümün ve Kam, 2021). ‘Marmara
Denizi yüzey suları, Ege Denizi’inden daha az, Karadeniz’den de daha tuzlu bir
yapıya sahiptir. Karadeniz’den Marmara’ya doğru yüzeysel bir akış, Marmara
Denizi’nden Karadeniz’e doğru derin su akışı olmaktadır (Yümün ve Kam, 2021).
Bu su akışları Marmara Denizi’ne katılan Karadeniz suyunun sayesinde Marmara
Denizi suyunun tuzluluğunun dengelenmesini sağlamaktadır. Bu dengelenme
Marmara Denizi ekosisteminin doğal olarak korunmasını ve çevre problemlerinin
oluşmamasını sağlamaktadır. Bu doğal su akımının olmaması veya azalması
Marmara Denizi’nde özellikle yaz dönemlerinde oluşacak evaporasyon ile deniz
tuzluluğunun ve kirliliğinin aşırı artışına neden olabilir. Çanakkale Boğazı’nda da
Marmara Denizi’nden Ege Denizi’ne yüzeysel su akışı olurken, Ege Denizi’nden
Marmara Denizi’ne derin su akışı gerçekleşmektedir. Bu su akışları Marmara
Denizi’ne temiz su sağladığı için denizde oluşabilecek kirlenmeleri seyrelterek
kirlilik etkisini en aza indirgemektedir. Marmara Denizi’nde birçok plaj ve kıyı
bölgeleri Mavi Bayrak almış olsa da bazı bölgelerde kirlenmeler görülmektedir.
Bu kirlenmelerin nedeni bazı noktalarda denize deşarj edilen atık sular ve deniz
trafiği olduğu düşünülmektedir.
Yümün (2017) ve Yümün ve diğ. (2021) tarafından yapılan çalışmalarda
Ege Denizi ve Karadeniz arasındaki deniz trafiğinin Marmara Denizi’nin
kirlenmesine yol açtığı belirtmiştir. Gemiler tarafından denize kaçak olarak
deşarj edilen sintine ve balans suları ile evsel atık suların yeterince arıtılmadan
denize deşarjı bu kirliliklerin başlıca sorumlusudur (Yümün ve Önce, 2017;
Keleş ve diğ. 2020). Marmara Denizinde zaman zaman görülen toplu balık
ölümleri ve ötrofikasyon olayı bu kirlenmelerin bir sonucudur. Ötrofikasyonla
beraber oluşan ve kamuoyunu meşgul eden müsilaj (deniz salyası) deniz
yüzeyini yaygın bir şekilde kaplayarak çevre kirliliği oluşturmaktadır.
Müsilaj, deniz salyası veya deniz sümüğü olarak tanımlanan sümük benzeri
şeffaf madde, bir nevi organik maddeler topluluğudur. Kremsi ve jölemsi
olabilen bu madde başlangıçta çoğunlukla zararlı olmayabilir, ancak kirli
denizlerde üreyen müsilaj oluşturan canlılar veya diğer planktonlar zamanla
çürüyerek çözünmüş organik madde ile beraber suya geçmektedir (Yümün ve
Kam, 2021).
Deniz suyundaki bu çözünmüş organik maddeyi parçalamak isteyen
aerobik bakteriler (oksijene bağımlı yaşayan bakteriler) parçalama sırasında
100 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi