Page 69 - Çevre, Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 1
P. 69
Çiğdem Tuğaç
olduğu görülmektedir. Giderek kalabalıklaşan şehirlerde bu yaklaşım sadece
insanların trafikte geçirdiği sürenin uzun olması sorununu değil, beraberinde
başta sera gazı emisyonları olmak üzere farklı türlerdeki kirleticilerin miktarının
artmasını, gürültü ve hava kirliliğini ve sağlık sorunlarını beraberinde
getirmektedir. WEF tarafından küresel çaptaki şehirlere 2030 yılına kadar her
hafta 1,5 milyon kişinin ekleneceği hesaplanmıştır (WEF, 2020: 12). Bu ise
beraberinde konutlara ve şehir servislerine talebi de artıracaktır. Günümüzde
şehirsel yayılmanın önlenmesi ve iklim dirençliliğin sağlanmasında ele alınan
çözümler arasında kompakt şehirleşme ve yeşil ulaşım modlarına geçiş (Şekil
7) yer almaktadır. Kompakt şehirleşmede, şehrin çevresindeki doğal alanlara
yayılması yerine, kendi içindeki alanlarda gelişmesi ve atıl durumdaki alanların
yeniden değerlendirilmesi anlayışı söz konusudur. Yoğun ve yakın ancak
dengeli gelişme deseninin benimsendiği kompakt şehir yaklaşımı kapsamında
şehirlerdeki bölgelerin toplu taşıma ağıyla ilişkilendirilmesi, şehir merkezinin
ve alt merkezlerinin canlı tutularak, komşuluk ünitesi/mahalle anlayışına göre
planlama yapılması ve yaya, bisikletli ulaşım ve mikromobilite seçenekleri
(elektrikli skuterler gibi) ve toplu taşıma araçları ile yerel servis ve iş imkânlarına
erişimin sağlandığı yeşil ulaşım modlarının yaygınlaştırılması yer almaktadır.
Yeşil ulaşım kapsamında elektrikli araçlar da giderek yaygınlaşmaktadır (Altay,
2020; Bibri vd., 2020: 12; Cirit, 2014: 11; SGA, 2021; Tuğaç, 2019). BM
tarafından şehirlerin kompakt gelişiminin 2050 yılına kadar 17 trilyon dolara
kadar ekonomik tasarruf sağlayacağı, iş ve konut erişimini artırarak ekonomik
büyümeyi de teşvik edeceği ortaya konulmuştur (UN, 2021b).
Şekil 7: Şehirlerde sürdürülebilir/yeşil ulaşım çözümleri (SUTP, 2020)
54 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi