Page 56 - Çevre, Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 1
P. 56
İklim Değişikliği Krizi ve Şehirler
teyit edilmiştir. Raporda da vurgulandığı gibi, iklim değişikliği önümüzdeki
süreçte olumsuz etkilerini daha hızlı, daha yaygın ve daha şiddetli biçimde
gösterecektir (IPCC, 2021; UN, 2022).
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından hazırlanan 2022 Küresel Riskler
Raporu’nda da IPCC raporunun bulgularıyla benzer riskler açıklanmıştır.
Raporda; (1) iklim eylemleri konusunda başarısızlık, (2) aşırı hava olayları (3)
biyoçeşitlilik kaybı, en önemli ilk üç risk olarak değerlendirilmiştir. Bu üç
risk, hala etkilerini sürdüren Covid-19 pandemisinin dahi önüne geçmiş
durumdadır. Çünkü söz konusu risklerin boyutları ve çevresel, ekonomik ve
sosyal alanlardaki sonuçları tüm dünyadaki canlıların geleceğini, insanları
ve yerleşimleri etkilemektedir (WEF, 2022a). Dolayısıyla iklim değişikliğiyle
mücadelede söz konusu olumsuz sonuçlara ve risklere karşı etkin önlemler
alınması ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlanması kaçınılmaz hale
gelmiştir. Bu kapsamda eyleme geçmek için en uygun idari ölçek ise şehirler
olmaktadır. Çünkü şehirler, kalabalık nüfusları ve içerdikleri ekonomik
aktivitelerle söz konusu olumsuz sonuçlardan en fazla etkilenen yerlerdir.
Küresel iklim değişikliğine karşı şehirlerin dirençli hale getirilmesi hususu,
BM 2030 Gündemi ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) kapsamında da
(Şekil 1) önemle ele alınmaktadır ve bu husus SKA’lara erişilmesinde temel
belirleyicilerden biri haline gelmiş durumdadır (Gu, 2019: 1).
Şekil 1: Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (UNDP, 2022a)
Yıl 1 / Sayı 1 / Ocak 2022 41