Page 55 - Çevre, Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 1
P. 55

Çiğdem Tuğaç


               Giriş


               Şehirler, dünyanın karasal ve buzsuz yüzey alanının sadece %1’ini oluştursalar
            da çevre üzerine oldukça önemli etkileri vardır. Bu etkiler arasında en önemlisi,
            aynı zamanda ekonomik ve sosyal sonuçları da olan iklim değişikliğidir. İklim
            değişikliği  çağımızı  tanımlayan  önemli  bir  sorundur  ve  Birleşmiş  Milletler
            İklim  Değişikliği  Çerçeve  Sözleşmesi’nde  (BMİDÇS)  “uzun  süre  boyunca
            iklimde gözlenen doğal değişimler ile doğrudan ya da dolaylı olarak insan
            faaliyetlerinin neticesinde ortaya çıkan ve küresel atmosferin kompozisyonunu
            bozan değişiklik” olarak tanımlanmaktadır (UNFCCC, 1992).
               2014 yılında yayımlanan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC)
            5.  Değerlendirme  Raporu’nda  ilk  defa  %95  kesinlik  oranıyla  vurgulanan
            iklim  değişikliğinin  nedeninin  insan  faaliyetleri  olduğu  hususu,  Ağustos
            2021’de yayımlanan 6. Değerlendirme Raporu Çalışma Grubu I Raporu’nda
            da tekrar ifade edilmiştir. Bu kapsamda çağımızda yaşanan iklim değişikliği
            “antropojenik (insan kaynaklı)” iklim değişikliği olarak da ifade edilmektedir
            (IPCC, 2014; 2021).
               Küresel  düzeyde  karbondioksit  (CO )  emisyonlarının  %75’i  şehirlerde
                                                 2
            gerçekleştirilen  faaliyetlerden  kaynaklanmaktadır.  Bu  faaliyetler  arasında
            ulaşım, binalar, sanayi sektörü ve bu sektörler için fosil yakıt kaynaklı enerji
            üretimi ve tüketimi yer almaktadır (UNEP, 2022). Dünya Meteoroloji Örgütü
            (WMO)  tarafından,  2021  yılının,  kayıtlara  geçen  en  sıcak  yedi  yıldan  biri
            olduğu  ve  böylece  küresel  ortalama  sıcaklık  artışı  bağlamında  yapılan
            değerlendirmede, sıcaklığın sanayi öncesi döneme kıyasla 1 santigrat dereceyi
            (°C) aştığı ardışık yedinci yıl olarak tespit edildiği açıklanmıştır. Bunun anlamı,
            atmosferdeki rekor derecedeki ısının kaynağı olan sera gazları nedeniyle uzun
            vadede  iklim  değişikliğinin  olumsuz  etkilerinin  görülmeye  devam  edecek
            olmasıdır. Hâlihazırda küresel ortalama sıcaklık sanayi öncesi döneme kıyasla
            1,1°C artmış durumdadır (WMO, 2022).
               Paris Anlaşması, 2015 yılında düzenlenen BMİDÇS 21. Taraflar Konferansı
            sonucunda  kabul  edilmiştir.  Söz  konusu  anlaşmanın  hedefi,  “küresel
            ortalama  sıcaklık  artışını  1,5°C  ile  sınırlamak  ve  2°C’nin  altında  tutmak  için
            çaba sarf etmek” olarak belirlenmiştir (UNFCCC, 2015). Bu kapsamda Paris
            Anlaşması’nda  tüm  taraf  ülkeler  bu  hedefi  gerçekleştirmeye  dönük  olarak
            katkılar sunmaya ve sera gazı azaltımı ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum
            sağlamaya yönelik eylemler belirlemeye davet edilmişlerdir. Ancak söz konusu
            sera gazı azaltımı çabaları konusundaki yetersizlik sonucu, 1980’lerden bu yana
            her 10 yıl bir önceki yıla kıyasla daha sıcak olmuştur ve bu sürecin bu şekilde
            devam edeceği Ağustos 2021’de açıklanan IPCC I. Çalışma Grubu Raporu ile



            40  Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60