Page 165 - Çevre, Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 1
P. 165

Dalya Hazar Kalonya



            de üretime dahil edilmelidir. Ekstansif çiftçilik sistemlerinde ekonomik kârlılığı
            sağlamak için birden fazla ürünle çalışmak, ürün başına emisyonların önemli
            ölçüde azaltılmasını sağlayabilir (TÜBİTAK, 2021).
               4342 sayılı Mera Kanunu’nun günümüz ihtiyaçları ve iklim değişikliği azaltım
            ve uyum stratejileri doğrultusunda güncellenmemiş olması mera alanlarının
            kaybını  kolaylaştırmaktadır.  Bu  sebepten,  gerekli  yasal  düzenlemelerin
            en  kısa  sürede  gerçekleştirilmesi  gerekmektedir.  Son  yıllarda  uygulamaya
            geçirilen Mera Bilgi Sistemleri (MERBİS) gibi dijital uygulamalar, iyileştirilmiş
            kadastral haritalama, veri güvenliği ve kurumlararası koordinasyon eksikliğinin
            giderilmesi için potansiyeldir. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün (TKGM)
            parsel sorgu sisteminden anlaşıldığı kadarıyla mera sınırlarının nasıl belirlendiği
            muğlaktır. Mera alanlarının mülkiyet sınırlarına göre değil, daha geniş koruma
            kuşakları ve biyobölgeler içerisinde haritalandırılarak bütünlüğünün korunması,
            karbon yutakları olarak işlevselliğini sürdürülebilmesi açısından önemlidir.
               Buna  ek  olarak,  kırsaldaki  genç  nüfusun  kente  göç  etmesi  meraların
            kaybedilmesiyle  ilişkili  başlıca  sorunlar  arasındadır.  Bu  durumun  önüne
            geçmek için kırsaldaki genç nüfusun çeşitli kalkınma projeleri ile desteklenmesi
            (ör.  Uzman  Eller)  ve  ekolojik  duyarlı  kırsal  planlama  süreçlerinde  arazi
            kullanım  kararları  verilirken  mera  alanlarının  coğrafi,  biyolojik  ve  fiziksel
            karakteristiklerinin  göz  önünde  bulundurulması  önerilmektedir.  Ancak
            bugün Türkiye’de büyükbaş hayvancılığın ağırlıklı olarak entansif yöntemlerle
            sürdürülüyor  olması,  meraları  karar  vericilerin  gözünde  önemsizleştirerek
            başka arazi kullanımlarına tahsislerin önünü açmaktadır.
               Mera alanları önemli karbon yutakları olarak iklim değişikliğine karşı direnç
            sağlama ve iklim değişikliği etkilerini azaltma potansiyeline sahiptir. Özellikle
            bütüncül otlatma yönetimi gibi onarıcı tarım uygulamaları, ilgili kurumlar ve
            müşterek organizasyonlar denetiminde yapılacak otlatma yönetimi ve mera
            ıslahları  ile  meralar,  kentsel  ve  kırsal  yeşil  altyapı  sistemlerinin  önemli  bir
            parçası olarak konumlandırılmalıdır. Meraların korunması ve iyileştirilmesi kırsal
            gelenek ve yerel örtük bilginin sürekliliği açısından da önemlidir. İyileştirilmiş
            kırsal  politikalar  ve  arazi  kullanım  kararlarıyla,  dernekler,  birlikler  vb.  yeni
            topluluk  temelli  (müşterek)  organizasyonlar  aracılığıyla  kırsal  üreticilerin
            örgütlenmesi teşvik edilmeli, üreticilere modern ve onarıcı tarım uygulamaları
            hakkında eğitimler verilmeli, izleme-denetleme sistemleri kurulmalıdır.
               Mera alanları, iklim krizinin yanı sıra, COVID-19 pandemisi ardından daha
            çok  tartışılmaya  başlanan  bir  diğer  önemli  gündem  olan  gıda  güvencesi
            kavramından  bağımsız  düşünülemez.  Meralarda  yalnızca  otla  beslenen
            hayvanların  (ör.  safi  mera),  entansif  yöntemlerle  içeriğinde  GDO  barındıran
            mısır silajı türü hazır yem bitkileriyle beslenen hayvanlara göre daha sağlıklı
            oldukları  genel  olarak  kabul  edilmektedir.  Bu  durumda  ekstansif  üretimin,



            150  Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   160   161   162   163   164   165   166   167   168   169   170