Page 71 - Çevre ve Şehir - Sayı 2
P. 71

BIR ŞEHRI

            KARTPOSTALDAN
            GEZMEK!


            Eskiden sosyal ve kültürel hayatımızda
            önemli bir yere sahip kartpostallara pos-
            tane önlerinde, şehrin en ünlü meydanla-
            rında, turistik eşya satan dükkânlarda veya
            kırtasiyelerde rastlardık.

               Her şehrin sembolleriyle
               tasarlanmış kartpostalları      Sadece şehir kartpostalları yoktu tabii,   nem bu kadar çok sevdiğimiz kartpostalla
               olurdu. Hiç gidip               zengin bir kartpostal çeşitliliği vardı. Ruh   ülkemiz nasıl tanıştı hiç merak ettiniz mi?
               görmediğimiz bir şehri, o       hâlimize göre değişirdi seçimlerimiz. Kimi   Hadi gelin, tarihi olduğu kadar keyifli bir
               şehirdeki bir yakınımızdan      zaman manzara, aktör veya aktrisleri kimi   yolculuğa çıkalım ve bu güzel icadın doğuş
               gelen kartpostalla görürdük.    zaman da tarihî eserleri ya da dinî temalı   hikâyesini öğrenelim.
                                               kartpostalları seçerdik. Peki, uzunca bir dö-





             MASALLAR DIYARI ISTANBUL’UN
             KARTPOSTALLA TANIŞMASI



             Kartpostal gönderiminin yaygınlaşması   Batılılardan  biri
             1893 yılında Chicago'da düzenlenen dünya   olan Avusturya–
             sergisi ile başladı. Kartpostallar, sadece bir   Macaristanlı Max
             iletişim aracı olmasının yanında mektuptan   Fruchtermann’le
             farklı birkaç özelliği de ön plana çıkıyordu.   başlıyor.
             Mektubun aksine zarfa konmadan gönderi-
             len kartpostal ayrıca zarf içerisinde gönde-  İstanbul o kadar güzel ki
             rime göre daha ucuz olabiliyordu.  görenleri kendine hayran bırakı-
                                               yordu. Öyle ki İstanbul’un güzelli-
             Bu  toprakların  kartpostalla  tanışması  ise   ğini İngiliz Deniz Subayı H. Edward
             19. yüzyılda İstanbul’a akın akın gelen   Napier bu cümlelerle anlatıyordu:







                                                               Bir masal diyarına girmiş gibiydik. Gerçekliğin durgun
                                                               dünyasından ziyade hayaller dünyasına benziyordu:
                                                              Boyalı ve yaldızlı köşkler, uzun ve ince minareler, koyu
                                                                  renkli sulara yansıyan sarayların parlak ışıkları...











                                                                                                     ÇEVRE VE ŞEHİR  ŞUBAT 2019 69
   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76