Page 23 - YEŞİL KASABA
P. 23

- YEŞİL K A S AB A -        - EL ÇİN KUZUCU -


 Merakımız  iyice  artmıştı.  Yolumuzun  üze-  diğerimiz  görür,  gelişigüzel  eklediğimiz  bölüm-
 rindeki ilk tarlada kuyuyu gördük. İkincisinde ve   leri diğerlerinin uyarısıyla kaldırabilirdik. “Neden
 üçüncüsünde de aynı kuyulardan vardı. Çiftliği-  olmasın?” dedim içimden.

 mize yaklaştığımızda anneannem bizi görüp ye-
               Hepsi  bir  kenara  kuyuları  araştırmalıydık.
 meğe çağırdı. Arkadaşlarım anneannemin nazik
          Birkaç gündür evlerden taşınanların ne olduğu-
 daveti  için  teşekkür  edip  aç  olmadıklarını  söy-
          nu  öğrenip  harekete  geçecektik.  Arkadaşlarım
 lediler.  Anneannemin  hiçbirimizi  bırakmaya  ni-
          gittikten sonra tablet oyunlarına daldım. Eski sıra
 yeti olmadığından meyve ve patlamış mısırı beş
          arkadaşım aradı. Onunla konuştuk. Her Şeyci, gi-
 dakikada hazırlayıverdi. O sırada koşup içeriden
          zemli kuyular, rüzgâr türbinleri inanılmaz ilgisini
 tabletimi getirdim. Hasan, Çınar ve Zeynep’e eski
          çekti. Hevesle bana şöyle dedi:
 okulumdaki arkadaşlarımla üzerinde çalıştığımız
               – Bunların hepsini kullanacağımız bir oyuna
 oyunu anlattım. Hepsinin çok hoşuna gitti.
          varım  Berna.  Her  Şeyci  amca  kesinlikle  oyunun
 –  Biz  de  “Kuyuların  Gizemi”  diye  oyun  ta-  ana kahramanı olmalı.

 sarlasak.  Gece  geç  saatlerde  ve  sabahın  erken
               Arkadaşımla konuşmak iyi gelmişti. Yaz ta-
 saatlerinde  kuyuların  başındaki  insanlardan  da
          tilinde ailesiyle yanımıza gelmeyi planladıklarını
 bahsedebiliriz.  Evlerden  el  arabasıyla  kuyulara
          anlattı. Şanslıydık, ailelerimiz de arkadaştı.
 ne taşındığını da merak unsuru olarak kullanabi-
 liriz, dedi Zeynep.   Akşam yemeğinde annemlere kuyuların ko-
          nusunu  açacaktım  fakat  gün  boyu  yürümekten
 Fena  fikir  değildi.  Yeni  bir  oyunu  buradaki
          öyle yorulmuşum ki yemekten sonra uyuyakalmı-
 arkadaşlarımla da yapabilirim. Hatta belki eski ve
          şım. Gözümü sabahın ilk ışıklarıyla açtığımda he-
 yeni tüm arkadaşlarımla “Birlikten kuvvet doğar.”
          nüz  kimseler  uyanmamıştı.  Mutfak  penceresin-
 diyerek  çalışabilirdik.  Birimizin  fark  etmediğini
          den dışarı baktım. Gözüm tarlaya ilişti. Dedem el


 22                                   23
   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28