Page 20 - YEŞİL KASABA
P. 20
- YEŞİL K A S AB A - - EL ÇİN KUZUCU -
Çınar birden küçük, ucu çengele benzeyen, Benim de dikkatimi çekmemişti. Bizim tarlaları-
sopası ahşap bir nesne sordu. Her Şeyci tereddüt mızı ve çiftliğimizi düşündüm.
etmeden orta raflardan birine elini uzatıp yaprak Çınar,
toplayıcıya benzer bir nesne çıkardı. Onu,
– Şimdi yanımızda sen varken bakalım Ber-
– Böyle bir şey işiniz görür, diyerek Çınar’a na çünkü bu garip durum siz taşındıktan sonra
verdi. Kendi aramızda bu nesnenin Çınar’ın işi- ortaya çıktı. Sizden önce ne rüzgâr türbini panel-
ne yarayıp yaramayacağını fısıldaştık. Çınar ce- leri ne de kuyular vardı, dedi.
binden çıkardığı parayı Her Şeyci amcaya uzat- “Annemlerin yaptığı çalışmalarla ilgili olabilir
tı. Sonrasında dışarı çıktık. İçeri küçük, dar ve mi?” diye düşündüm ancak öyle olsa evde konu-
karışık olduğu için biraz havasızdı. Açık havaya şurlarken duyardım. Annemle babamı geldiğimiz-
çıkınca derin bir nefes aldım. Zeynep ve Hasan, den beri sadece akşam yemeklerinde görsem de
Çınar’ın elindeki nesneyi inceliyor; bir yandan da kuyular, yemek masasında konuşulan konulardan
bunu nerede kullanacağını soruyorlardı. biri değildi. Kasabadan çiftliğe doğru yürüdük.
Gerçekten de tarlaların kenarlarına büyük kuyu-
– Tarlardaki gizemli kuyularda neler olduğu-
lar açılmıştı. Bunlar şehirlerde yere gömülen çöp
nu bununla öğrenebiliriz, dedi.
kutuları gibi görünüyordu uzaktan.
– Anlaşılan kasabada gizem hiç bitmiyor,
– Kuyular, tarlalarda yaşadığını bilmediği-
dedim gülümseyerek.
miz küçük canlılar için olabilir. Belki ekinlere za-
Çınar’ın bahsettiği kuyular üzerine konuş- rar vermesinler diye onlara yer yapılmıştır, dedi
maya başladık. Neredeyse bütün tarlaların ke- Zeynep.
narına kuyular açılmış. Arkadaşlarımdan hiçbiri – Kediler, köpekler, solucanlar için sığınaktır;
gündüz vakti kuyuları kimin açtığını görmemiş. kim bilir, dedi Çınar.
20 21