Page 95 - Çevre ve Şehir Dergisi - Sayı 13
P. 95







Jacques Derrida ile Yazınsal Eleştiri
Birlikte Söyleşiler
Pera Peras Poros
Edward W. Said
Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınları Hece Yayınları
İstanbul'un bugünkü merkezi- tarihi boyunca başka pera- Metindeki hiçbir şey öylesine
nin adı eskiden Pera'ydı. Kent- lar, başka sınırlar ve başka ortaya çıkmaz ya da oluşmaz:
leşmeden önce Pera yabancı geçitler ortaya çıkmıştır. Metin -yazar, eleştirmen ve
tüccarlar, denizciler kadar İstanbul kendi duvarları içinde okuyucu tarafından- oluştu-
büyükelçilerin de oturduğu kendinden bölünerek her rulmuştur ve Goldmann’ın
Galata mahallesinin öbür zaman "başka yeri" içinde sü¬rekli ifade ettiği gibi belirli
yanını, ötesini temsil ediyordu. barındırmış, kendi bağrında oranda kolektif bir girişim-
Pera gibi Galata da zamanın- toplamıştır. 0 gün bugündür dir. Çok daha önemlisi metin,
da, Ayasofya Kilise-Cami ve yabancı, sadece kentin dışında bir nesne değil, aslında bir
Topkapı Sarayfnm yer aldığı ve değil, aynı zamanda içinde de süreçtir...
merkez kabul edilen mahalle- oturandır. İnsanî realiteden koparılmış
nin öbür yanı, ötesi olmuştu. Böylece İstanbul, sürekli de- metinlere uygun¬muşlar
Bütün bu mahalleler ancak ğişen, temelleri yapısızlana- gibi "demistifiye etme" ve
gündüz boyunca geçişe izin rak yapılanan bir kent olarak "yapıbozumu" gibi terimleri insani temeli inkar etmek
verilen kapıların ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden kullanmak veya -Derrida'nın demektir. Önerdiğim şeyin,
bulunduğu sınır-duvarlarıyla metafizik ve kavramsal bir l’Ecriture et la difference'den bayağı bir Marksizm'e ya da
ayrılmıştı. açıdan bu kent, alternatif ve bu yana yaptığı gibi- "sözmer- öğütçü bir hümanizme doğru
Bu öbür yan/öte-uç/sınır-ge- çelişmezliğin katı karşıtlıkları kezcilik" gibi mitlerin bütü- gidiş olduğunu sanmıyorum.
çiş (pera-peras-poros)yapısı, üzerinde kurulu geleneksel nüyle Batı kültüründe varoldu- Tüm başlangıç nosyonu, bir
sadece kent tarihi açısından mantığa gerçek bir meydan ğunu ileri sürmek, bu şeylerin insan ve eleştirmen olarak
değil aynı zamanda simge- okumadır. İstanbul, kendi ile kendisinden neşet ettiği bizzat bizi kuşatan, bize bulaşan
lerinin doğuşu açısından da başkasının ayrışamaz bir şe- diyalektik güncelliklerden ve
kentin yaşamını oluşturmuş- kilde birbirine karıştığı; farklı koşullardan ayrık "pür" bir
tur. Fatih Sultan Mehmet'in halk ve kültürlerin kendi yeri başlangıcı destekleyen bir şey
İslam'ın yeni merkezi İstanbul ile yaban arasındaki geçişlilik- olarak kabul edilirse, onun
olarak dönüştürmek istedi- te komşuluk yaptığı yaşayan sahip olduğu güçlerini kaybe-
ği eski Bizans'ın kendisi de bir aporia (çıkmaz, olanaksız deceğini düşünüyorum. Şüp-
köken olarak öbür yan, öteydi. poros) biçimi olmuştur. hesiz ben de bir eleştirmenin,
Fetihten sonra ve kentin tüm Tüm logos'lardan daha ilksel yaptığı üretiyi analitik olarak
olan Bosfor efsanesi de bu ayırabilmesi, sınırlayabilmesi
yapıyı anlatır: Zeus'la sevişen ve metni çevreleyen unsurlar-
Hera'nın kıskançlığıyla öküze dan soyutlaması gerektiğine
dönüştürülen lo, eski haline inanıyorum. Fakat görünüşe
dönmek için yüzerek boğazı bakılırsa bizim eleştirmenler
geçmek zorunda kalmış ve olarak bugün en büyük başa-
böylece boğaz Bos-phoros, rısızlığımız, analizlerimizi ya
öküz geçidi adını almıştır. da benim deyişimle eleştol-
Hem kimlikleri çizen hem gularımızı. kendisinden neşet
de silen geçitlerin, coğrafi ettikleri topluma, kurumlara
ve simgesel anlamı üzerinde veya yaşamlara asla bağlaya-
düşünen bu kitapta alanla- mıyor oluşumuzdur. Vico’nun
rında tartışmasız kabul gören ortaya koyduğu muazzam
felsefeci, tarihçi ve sosyolog- gözlemlerden birisi onun
lar bir araya geliyor. Disiplin- dilcilerin ve felsefecilerin kibri
lerarası bir çalışma ortamında (boria) dediği hususla bağlan-
Jacques Derrida, Bernhard tılıdır. O. tüm grupların metin-
Waldenfels, Gabriel la Baptist, lerde buldukları malzemeleri,
Önay Sözer, Stefanos Yerasi- sanki dünya ondan ibaretmiş
mos ve Doğan Kuban ın katılı- gibi tamamen metinsel bir
mıyla ortaya çıkan Pera Peras perspektifle çözümlemeye
Poros, bir sınırlar ve geçitler çalıştıklarını söyler.
kenti olan İstanbul'dan ha-
reketle, kendi evinde olmayı,
yabancılığı ve konukseverliği
yeniden tanımlama denemesi-
ne girişiyor.


OCAK 2013 | ÇEVRE ve ŞEHİR | 95
   90   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100