Page 87 - Çevre ve Şehir Dergisi - Sayı 12
P. 87





Sanatçıda Dünyanın Bina Görüntüsü






Promontory Apartmanı

Chicago’da 1946-1949 yılları arasında inşaa edilmiştir.

Bu bina, Mies’in ilk büyük binası olarak tarihe geçmiş olmakla
birlikte, Amerika’da gerçekleştirdiği ilk gökdelen olarak literatü-
re giren yapı bu Promontory Apartmanı’dır. Bu eser 22 katlı olup,
betonarme konsrüksiyon taşıyıcı elemanların kullanıldığı bir yapı
olma özelliğine sahiptir. Binanın yan taraflarında kısmen sağır du-
varlar kullanılmış olup, ışık alan yüzeylerinde ise apartmanı boy-
dan boya geçen ışınsal motifler bulunmaktadır. Bu motiflerle bir-
likte binaya boyuna doğru uzayan bir görsel etkide eklenmiş olur.
Bu eserde bulunan beton kolonlar, katlar yükseldikçe kademeli
olarak azalmaktadırlar. Yapının geniş yüzeyinin arka tarafında, iki
adet çıkıntı bloklar bu yüzeyi ortalamakla birlikte birlikte bahsi ge-
çen bu blokların görsel durumu da binanın diğer cepheleri ile aynı
özelliklere sahiptir.


Seagram Binası


Seagram Binası, New York'ta yapılmış olup 1954 ile 1958 yılları
arasında 4 yılda bitmiş bir binadır. Bu bina Mies Van Der Rohe'un
genel mimari ilkeler ışığında yapmak istediği bir binaydı. Mima-
rımız bunu dillendirerek "bu benim mimarlığa genel yaklaşımım-
dır" der. Yapının zemin katı 7 metre yüksekliğindedir. Normal
katlarının her birinin yüksekliği 3 metredir. 39 kata sahip olan
binada kolonlar 9 metrelik aralıklarla yerleştirilmiştir. Giydirme
olan cephesi o zamana ait olan bütün incelikleri diğer binaları kıs-
kandırırcasına üzerinde toplar. Yapım disiplini ve malzeme kalitesi
ile de adından söz ettirecek bir niteliğe sahiptir. Zemin katı bronz
giydirme cephe malzemesi kullanılarak yapılmıştır. Binanın yapı-
mında çevresel doku dikkate alınmış görsel etkiye gerektiğince
önem verilmiştir. Mies, bu binayı Philip Johnson'la birlikte dizayn
etmiştir.



Barcelona Pavyonu

Barcelona Pavyonu, 1929 yılında Mies'in Almanya adına yaptığı bir
pavyondur. Bu bina yatay ve dikey eksende yer değiştiren panel-
lerden oluşmuştur. Sade ve tekrar tekrar tasarlanabilecek olan
bir mekan zenginliği vardır. Burada oda yoktur, onun yerine zih-
nin sonsuz tasarımını harekete geçirecek olan bir zemin oluşu-
mu dikkat çeker. Bina simetrik olmamasına rağmen uçuk kaçık
bir görselliğe de sahip değildir. Binanın arka tarafında bir Venüs
heykeli, ön tarafında yufka bir havuzu ve teras çatısı bulunmakta-
dır. Binanın tasarımından kaynaklanan ve insana sonsuz özgürlük
veren bir tarafı vardır ki aslında işbu binanın temel özelliklerinden
biri de budur. Mies Van Der Rohe'un bu binası belki diğer binalar
gibi görünüşü ve fonksiyonu ile değil ama mimarlık tarihinde bir
yeniliği dile getirmek açısından oldukça önemlidir. Yapının bina
özelliklerinden çok anlayışı getirdiği yenilikler daha önemlidir.



ARALIK 2012 | ÇEVRE ve ŞEHİR | 87
   82   83   84   85   86   87   88   89   90   91   92