Page 89 - Çevre Şehir İklim - Sayı 2
P. 89
Ayça Doğaner
Antalya-Muğla illerinde 28 Temmuz 2021 tarihinde gerçekleşen Yangın Afeti
sonucunda da binlerce hektar orman arazisi yanarak kül olmuştur. Bunun yanı
sıra orman arazilerinde yaşayan milyonlarca canlı telef olmuştur. Yine o bölgede
yaşayan insanların hayatlarını idame ettirebilmeleri için gerekli olan maddi
kaynakları da yanarak yok olmuştur. Yangın afeti, küresel ısınma nedeniyle
doğal afet olarak değerlendirilmektedir. Ancak bazı yangın afetlerinde
insanlardan kaynaklı hataların da yapılabileceği göz önünde bulundurularak
alınacak önlemler tüm detaylarıyla gerçekleştirilmelidir.
11 Ağustos 2021 tarihinde Kastamonu Bozkurt-Sinop-Bartın gibi birçok ilin
dahil olduğu bir Sel Afeti gerçekleşmiştir. Söz konusu afetin toplumsal yıkımı
oldukça büyük olmuştur. Küresel iklim değişikliğinin bariz bir örneği sayılabilecek
söz konusu afet, insanlardan kaynaklanan hatalar nedeniyle felaket haline
gelmiştir. Çok sayıda kişi hayatını kaybetmiş, yine çok sayıda kişi kaybolmuştur.
Ayrıca bu afet oldukça yüksek meblağda maddi yıkıma da neden olmuştur.
Küresel iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması ile nüfus, çevre ve
ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerin en aza indirilmesi için yapılacak uyum
çalışmaları bu anlamda çok önemli olmuştur. Şehirlerin iklim değişimine
nasıl uyum sağlayacağı detaylıca tasarlanmalıdır. İklim değişikliğine dirençli
şehirler oluşturmak için, şehirlerin iklim değişikliğinden nasıl etkilendiği ve
gelecekte nasıl etkilenebileceğinin belirlenmesi önemlidir. Günümüzde
oluşan ve gelecekte oluşma olasılığı olan etkilerin belirlenmesi için bilimsel
veriler üzerinden analizler yapılmalıdır. Çeşitli analizler sonucunda şehirlerin
etkilenme olasılıkları belirlenmeli ve olasılığı yüksek olan şehirlerin zararlarını
azaltmaya yönelik çalışmalar yapılmalıdır. İklim değişikliğine ve doğal afetlere
dirençli şehirlerin oluşturulmasında yalnızca beklenen tehlikeler değil, aynı
zamanda beklenmeyen tehlikelerde göz önünde bulundurulmalıdır. İklim ve
doğal afet projeksiyonlarında bu hususun da dikkate alınarak, beklenmeyen
değişikliklere karşı direnç de mutlaka ölçülmelidir.
Afetler meydana gelmeden önce mücadele edilmesi amacıyla yapılacak olan
risk yönetimi, belirleme ve önleme çalışmaları Türkiye gibi doğal afet tehlikesi
yüksek olan ülkeler için oldukça önemlidir. Ülkemizde meydana gelebilecek bir
doğal afetin toplumsal bir afet olmaması adına kentsel ve bölgesel planlamaların
yapılması, tüm bileşenleri bütüncül bir şekilde değerlendirilmesi gereklidir.
İklim değişikliğine bağlı doğal afetlerin ya da deprem gibi jeofizik hareketlerin
riskleriyle doğru orantılı olarak yapılacak çalışmalar, afet sonrası meydana
gelen maliyetlerin oldukça altında kalmaktadır. Yalnızca maliyet anlamında
da değil, vatandaşlarına değer veren bir toplum olarak iklim değişikliğine yol
açabilecek tüm unsurların detaylıca incelenmesi ile gelecekte ortaya çıkabilecek
olumsuzlukların, can kayıplarının yaşanmasının önüne geçilebilecektir.
75 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi