Page 220 - Çevre Şehir İklim - Sayı 2
P. 220
İklim Değişikliğine Karşı Dirençli Kent/Şehir Uygulamaları:
Denizli Örneği
şehir denilmektedir. Dirençli şehirler, iklim değişikliği, küresel ısınma, su
baskını, kuraklık, orman yangını gibi yaşanan büyük afetler karşısında, oluşacak
olan zararları en aza düşürmeyi amaçlamaktadır (Özkur Karahan, 2018: 1).
Belediyeler yerel düzeyde çok çeşitli alanlarda hizmet vermekte; artan nüfusun
ihtiyaçları karşılanırken teknolojik gelişmenin avantajlarından ve yeni kalkınma
politikalarının getireceği fırsatlardan yararlanmak istemektedir. Bu da küresel ve
ulusal kalkınma hedefleriyle uyumlu “akıllı şehir” konseptini gerçekleştirmeye
yönelik projeler geliştirilmesine olanak sağlamıştır (İlbank, 2021: 5).
Gelecek nesiller için daha sağlıklı ve daha güvenli ortamlarda yaşamak için
iklim dostu ve iklime dirençli şehirlerin inşası çok önemlidir. Bu bağlamda, yerel
iklim değişikliği eylem planları yapılmalı, CO emisyon envanterleri hazırlanmalı
2
ve düzenli olarak denetimler yapılmalıdır. Bu çalışma ile iklim dostu ve iklime
dirençli kentlerin özellikleri ve kavramsal içerikleri hakkında literatür taraması
yapılarak bir kriter listesi oluşturulmuştur. Denizli Büyükşehir Belediyesi olarak
kent genelinde dirençli şehir olmak için yapılan uygulamalardan bahsedilmiştir.
Çalışmada sürdürülebilir çevre politikaları altındaki çalışmaları yürüterek iklim
değişikliğinin etkilerine karşı somut adımların atılması amaçlanmıştır.
1. Dünyada İklim Dirençliliği
Sanayi devrimiyle beraber insan faaliyetleri nedeniyle küresel olarak iklimde
meydana gelen değişiklikleri önleyebilmek, azaltabilmek ve iklim değişikliği
ile küresel manada çalışmaları koordine edilmek adına 1988 yılında Dünya
Meteoroloji Teşkilatı (WMO) ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) kurulmuştur. IPCC en geniş
anlamda iklim değişikliğini, iklimin özelliklerinin ortalamasındaki ve / veya
değişkenliğindeki değişiklikler olarak tanımlamış ve bu da uzun bir süre
devamlılık göstermektedir. İklim değişikliği konusunun ulusal ve uluslararası
düzeyde çevre politikası kendine bir yer bulmuştur. Azaltım ve uyum
politikalarını hayata geçirmeye çalışan üç temel küresel anlaşma ise, Birleşmiş
Milletler İklim ve Çerçeve Sözleşmesi, Kyoto Protokolü ve Paris Anlaşması’dır.
Birleşmiş Milletler tarafından 1972 yılında düzenlenen Stockholm Konferansı,
çevre politikasında daha sonraki yıllarda gerçekleştirilecek birçok uluslararası
girişime yol açan ilk mega çevre konferansı olarak kabul edilmektedir. Konferans,
bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde çok sayıda çevre projesini koordine
eden ve destekleyen Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın (UNEP) kurulmasıyla
sonuçlanmıştır. 1992 Yılında Rio'da düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre ve
Kalkınma Konferansı (UNCED) iklim sorunuyla ilgili olarak daha doğrudan
sonuçlar doğurmuştur. Bu konferansta Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği
Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) olmak üzere üç büyük uluslararası anlaşma
imzalanmıştır. UNFCCC'nın temel amacı; Sera gazı emisyonlarının antropojenik
Yıl 1 / Sayı 2 / Temmuz 2022 206