Page 27 - ANADOLU LEOPARI
P. 27

- ANADOLU LE OP ARI -        - MUR A T KILIÇ -


 Ben hâlâ dürbünümle bir ümit bakmaya de-  Kağan,
 vam ederken Kağan’ın dokunuşuyla başımı eğmek   – Dayı erken kalkmasak olmaz mı, dedi.

 zorunda kaldım. O sırada ağaca tırmanan fare ile   Dayım,
 göz göze geldik. Tabii ki fare bizden habersiz-
               – Yarın sabahtan itibaren parkta kurduğum
 di. Kağan’a sesiz olmasını söyleyip bakacağı yeri   fotokapanların çektiği fotoğraf ve videoları kont-
 tarif ettim. O da fareyi görmüştü. Fare ağacın alt   rol  etmeye  başlayacağız.  İşimiz  uzun  çocuklar.

 tarafında  bulunan  küçük  delikten  içeri  girerek   Unutmayın erken kalkan yol alır, dedi.
 kayboldu. Kağan’ın başıma dokunması sayesinde   Dişlerimizi  fırçaladıktan  sonra  dayıma  iyi

 oyunu ben kazanmıştım. “Bir ağaç bizim görebil-  geceler dileyip odamıza geçtik. İkimiz de yatak-
 diğimiz beş canlıya ev sahipliği yapıyor.” dedim   larımıza uzandık.

 Kağan’a dönerek.    Sabahın  ilk  ışıkları  pencereden  süzülürken

 Koşarak eve gittik. Dayım çoktan yemek ma-  “tak, tak…” sesi ile uyandım.  Pencerede bir kar-
 sasını  hazırlamıştı.  Acıktığımızı  yemekleri  gö-  ga, durup durup gagasıyla ile cama vuruyordu.
          Guguklu saat desem değildi çünkü karganın boy-
 rünce anladık. Dayımın “Önce ellerinizi yıkama-
          nunda  saat  yoktu.  Kafamı  yastığa  koyduğumda
 lısınız.”  uyarısı  ile  Kağan’la  itiş  kakış  koşmaya
          “tak, tak…” sesi tekrar başlıyordu. Kargaya doğru
 başladık. Ellerimizi yıkadıktan sonra yemek ma-
          baktığımda gagası ile cama vurmayı bırakıyordu.
 sasına oturduk. Dayım yemek konusunda da çok
          Kafamı birkaç defa yastığa koyup baktığımda he-
 maharetliydi. Yaptığı çorba ve sebze yemeği çok
          men cama vurmaya başlıyordu.
 güzel olmuştu.
               Dayımın  odamızın  kapısını  çalması  ile  kar-
 Yemek masasını hep birlikte topladık. Dayım   ganın pencereden uçması bir oldu. Dayım kapı-
 şimdi yatma zamanının geldiğini, sabah erken-  yı açtığında beni uyanık görmeyi beklemediğini

 den yola çıkmamız gerektiğini söyledi.   söyledi.


 26                                   27
   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32