Page 26 - ANADOLU LEOPARI
P. 26
- ANADOLU LE OP ARI - - MUR A T KILIÇ -
Ben hâlâ dürbünümle bir ümit bakmaya de- Kağan,
vam ederken Kağan’ın dokunuşuyla başımı eğmek – Dayı erken kalkmasak olmaz mı, dedi.
zorunda kaldım. O sırada ağaca tırmanan fare ile Dayım,
göz göze geldik. Tabii ki fare bizden habersiz-
– Yarın sabahtan itibaren parkta kurduğum
di. Kağan’a sesiz olmasını söyleyip bakacağı yeri fotokapanların çektiği fotoğraf ve videoları kont-
tarif ettim. O da fareyi görmüştü. Fare ağacın alt rol etmeye başlayacağız. İşimiz uzun çocuklar.
tarafında bulunan küçük delikten içeri girerek Unutmayın erken kalkan yol alır, dedi.
kayboldu. Kağan’ın başıma dokunması sayesinde Dişlerimizi fırçaladıktan sonra dayıma iyi
oyunu ben kazanmıştım. “Bir ağaç bizim görebil- geceler dileyip odamıza geçtik. İkimiz de yatak-
diğimiz beş canlıya ev sahipliği yapıyor.” dedim larımıza uzandık.
Kağan’a dönerek. Sabahın ilk ışıkları pencereden süzülürken
Koşarak eve gittik. Dayım çoktan yemek ma- “tak, tak…” sesi ile uyandım. Pencerede bir kar-
sasını hazırlamıştı. Acıktığımızı yemekleri gö- ga, durup durup gagasıyla ile cama vuruyordu.
Guguklu saat desem değildi çünkü karganın boy-
rünce anladık. Dayımın “Önce ellerinizi yıkama-
nunda saat yoktu. Kafamı yastığa koyduğumda
lısınız.” uyarısı ile Kağan’la itiş kakış koşmaya
“tak, tak…” sesi tekrar başlıyordu. Kargaya doğru
başladık. Ellerimizi yıkadıktan sonra yemek ma-
baktığımda gagası ile cama vurmayı bırakıyordu.
sasına oturduk. Dayım yemek konusunda da çok
Kafamı birkaç defa yastığa koyup baktığımda he-
maharetliydi. Yaptığı çorba ve sebze yemeği çok
men cama vurmaya başlıyordu.
güzel olmuştu.
Dayımın odamızın kapısını çalması ile kar-
Yemek masasını hep birlikte topladık. Dayım ganın pencereden uçması bir oldu. Dayım kapı-
şimdi yatma zamanının geldiğini, sabah erken- yı açtığında beni uyanık görmeyi beklemediğini
den yola çıkmamız gerektiğini söyledi. söyledi.
26 27