Page 26 - Çevre ve Şehir Dergisi - Sayı 14
P. 26
ehirde
çoalr insan,
ehirde ehrin ayp
kendi yerlerinde yaayan
içine doru yara yüzlü
yalnzlar. htiyarlar kendi
çocuklar için
çekerler geleceklerini. Orada fluya çalan ölümlerine
bir ölümün dar kapısından geçerler ad konmam
yaşamaya. Yaşamak kurşundan ağırlıklar gömmek isterler
eşliğinde gelir akşamları. Akşamın içinde bir intikamn
güneş kırıkları vardır çocuk kalbine batan.
Çünkü çocuklar en çok oradan çıkarlar ehri. Mezara
bilinmezlerine hayatın. Orada boyarlar unvandr ehir.
hayatı karaya. Her şehir karanlık bir çekmeyi dilerler
sebebin sonucudur onların indinde.
yoruma açılmak istenen ne varsa hepsini
İhtiyarlar kendi ölümlerine gömmek yaadklarndan
isterler şehri. Mezara çekmeyi dilerler bir çırpıda dönüştürür, kendine mal eder.
yaşadıklarından arda kalan ne varsa Merkezinde başka türden hesaplar insanı, arta kalan ne varsa
şehre ait. Her hatıra bir sokağın adıdır varoşlarında başka. Bir kalemin çelikten
evin miladından başlayan bir ciddiyetle, ucuyla kazımak ister kaderini alınlara. Ve
zamana doğru uzanan. Zamana ve zamanın çoğunda başarılı olur. ehre ait.
bilinmezliğine. Kirli bir oyunda görmek Lakin bazen hikaye değişir. Bir büyük
istemedikleri ne varsa orda şehir, orda anlam gelir, şehrin bütün kodlarını
iştihaların meçhul lezzeti vardır çünkü. dönüşüme uğratarak. Şehir boyun eğer,
Çünkü yaşamak şehre her bulandığında, ram olur, itirazdan itaate geçer apansız. gerilimlerimizden beslenen damağıyla.
insan ancak meçhule bir göndermedir. İnsan büyür, insanla birlikte büyür şehir. Şehirde taşlanan bir insanın yazgısı, kader
Zaten şehir, bütün esbaplarını toplayıp O insanın yedeğinde şifrelenir. Zamana kaleminin ucundan damlayan mürekkeple
giden insandan geriye kalan münzevi bir bilinen kaydını düşer, toplar döktüklerini o şehre adını verir. Bazen onlardır bir
sadadır. mekanın üzerinden. Başlar insanın içindeki şehri tarihin gönderine çeken, ne kadar
yolculuğuna. Bir anlam denemesidir bu. eziyet ederse onlara şehir, onlar da
Her şehirde insanı kıskanan bir taraf vardır, şehri o nispette büyütürler. Şehrin kendi
her şehir kendi ismini kazımak ister insanın Kalemin seyr-i süluğu şehrin içinden geçer aymazlığından bir talih kumaşı dokurlar
künyesine. Şehir buyurgan iradesiyle de tamamlar kendini. Şehir bir yazının onun için. Onun için şehir biraz insandır,
zamana ve mekana korku salan bir tirandır iskeletine sarılan et ve deri halinde çıkar biraz da mürekkepten damlayan birkaç
sanki. Kendi elleriyle yoğurmak ister her görücüye oradan. Bütün makamlarda damla talih. Ne dersiniz, bu biraz da bizim
şeyi, kendi elleriyle biçimlendirir. İnsandan bir şarkı olur. Bir şarkı olur bizim kendi doğrumuz değil mi?
24 | ÇEVRE ve ŞEHİR | ŞUBAT 2013