Page 24 - Çevre ve Şehir Dergisi - Sayı 14
P. 24











Bir Yüzümüz









ehirdir








Bizim


















Eski bizden, bizim bu günümüzden
MUSTAFA KARAOSMANOĞLU
tap zamanlar dolaarak tekrar
Bir insanın yüzü ne kadar şehre çalar belkileri üzerime
bilmiyorum, bir şehir bir insanı ne kadar alarak; yumurtaya ve bize gelen ey deil midir?
betimler? İnsana benzeyen bir tavrı tavuğa yazık edip, o
var mıdır şehrin? Yoksa şehir; insanın malum soruyu ters
kendi içinde büyüttüğü çıplak bir yalan çevirerek sorarım
mıdır? Bütün sorular insanı cevabın soracaksam, hem bahse konu olanlar. Eski olmak samimi
sınırlarına getirip bırakıyorlar. İnsan soru kendime ve hem şehre; şehir mi insandan olmak için yetiyordur. Eski bizden, bizim
sormaya kendi bildiklerinden başlıyor çıkar yoksa insan mı!... Bu bana ayan bu günümüzden taşıp zamanları dolaşarak
ziyadesiyle. Aslında karşıdakine sorulan değil. Ben gerçekten bunu bilmiyorum. tekrar bize gelen şey değil midir? Ne de
her soru biraz da kendi bildiklerini test Buna verilecek tek bir cevabım yok benim: olsa insan eski bir resme karşı bile kıyama
etmekten geçmiyor mu? Ben bunları Bilmiyorum… Bilmiyorum… Bilmiyorum… durmuş duygularla bakmıyor mu? Ne
bilicilere sormadım henüz derken bile; Şu insan da ne çok bil/m/iyorumdur, bunca de olsa eskiden taşan bir anlam olarak
bakın neler biliyorum demenin gizli bir küstahlığına rağmen. kurmuyor muyuz kendimizi? Eski her
hazzı sarmıyor mu sizi? Ama sahiden şeyleri güzele dönüştürüyor bir simyacı
zihninizin; sizi henüz getirmediği bir Şehirlerin hasret olduğundan bahsedilir edasıyla. Eski içimizdeki derinliğin bir
coğrafya vardır bilmediğiniz, acabanın bile eski metinlerde, eski metinler sevdanın, adı olsa gerek. Kaçacağımız tek liman,
ayaklarının üzerine henüz doğrulmadığı eski metinler vefanın, eski metinler sığınacağımız tek kucak eski değil
bir coğrafyanın ışıkları altında kemirilmeye beklentilerin adresinde işaretler şehri. mi? Belki de eski, hiç eskitemediğimiz
başladığınız an ilk soru ham haliyle de olsa Onların şehirlerinde samimiyet, onların çocukluğumuz olarak bir liman şehridir
yüzünü göstermeye başlamış demektir. şehirlerinde hasbilik var. Belki eskinin bize. Bizimle bir bağ kuracak olanlar
samimiyeti, belki eskinin hasbiliği, belki ‘eski’mizle işe başlıyor, bir ruh doktoru
Buradan soruya geçebilirim, bütün de sadece eskinin verdiği bir buhurdur çocukluğuna inmek istiyor şifrelerini


22 | ÇEVRE ve ŞEHİR | ŞUBAT 2013
   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29