Page 357 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 4
P. 357
Süleyman Toy - Zeynep Eren
2) Kentsel yüzeyleri oluşturan materyallerin yapısı ve termal özellikleri
güneşten gelen ısıyı daha fazla tutma ve iletme kapasitesine sahip olduğu için
daha fazla ısınmaya neden olmaktadır (US EPA 2017).
3) Fosil yakıtların yakılmasını gerektiren insan aktiviteleri nedeniyle kirletici
gazların (başlıca sera gazları) ve partiküllerin atmosfere karışmasıyla uzun
dalga güneş radyasyonu daha fazla tutulur ve ilave ısınma gerçekleşir (Sun et
al., 2022).
4) Evsel ısınma, soğutma, taşımacılık gibi çeşitli insan faaliyetlerinin
gerçekleştirilmesinde gerekli olan enerji tüketimi nedeniyle de ilave ısı üretimi
söz konusudur (Mansour et al. 2022).
5) Kentsel yüzeyler su geçirimsiz kaplı yüzeyler olduğundan yağış suları
hızlı biçimde yüzey akışına geçerek uzaklaşır. Buna ilave olarak kent ortamı
bir başka nem kaynağı olan yeşil alanlardan yoksun olduğu için bu alanlardan
gelecek terleme ve buharlaşma (evapotranspirasyon) kaynaklı nem daha azdır
(Lin et al. 2018).
Kentsel ortamın yukarıda sayılan özellikleri iklim elemanlarında çevresine
göre değişime neden olmaktadır. Ülkemizde pek çok kent için iklim
özelliklerinin ve kentsel özelliklerin incelendiği ya da sera gazı emisyon
envanterinin oluşturulduğu çalışmalar bulunmaktadır. Yapılan çalışmalarda
alan kullanım değişimleri uzun dönemli olarak değerlendirilmemiş sadece
iklim bileşenlerinde görülen uzun dönemli değişimler istatistiksel analizlerle
takip edilmiştir. Kentsel alan kullanımları, nüfus, araç sayısı vb. beşerî faktörler
ile iklim bileşenleri arasındaki ilişkilerin tüm yönleriyle alınması önemli bir
gerekliliktir.
Kentler dünya üzerinde sınırlı bir alanı kaplamasına rağmen iklim sistemi
üzerinde insan kaynaklı baskıları en fazla üreten alanlardır. Bu etkiler kentleri
de son derece olumsuz etkileyerek değişen iklim özelliklerine maruz
kalan insanların fiziksel ve ruhsal sağlığını, ekonomik ve sosyal refahını da
etkilemektedir. Kentlerin neden olduğu bu etkilerin yok edilmesi amacıyla
mekânsal planlama anlamında çok farklı görüşler ve yaklaşımlar ortaya çıkmış
ve nihayetinde sürdürülebilirlik kavramı kentlere de uyarlanarak sürdürülebilir
kent yaklaşımı altında farklı planlama ve tasarım ilkeleri gelişmiştir.
Bu türden planlama yaklaşımlarına yol gösterecek ve doğru plan kararları
alınmasına neden olacak mekânsal ve sosyoekonomik analizlerin yapılması ise
doğru parametrelerden veriler üretilmesine ve takip edilmesine bağlıdır. Ancak
bu yolla kentlerin iklim değişikliğine etkisi azaltılabilir ve iklim değişikliğinin
etkilerine dirençli kentler ortaya çıkarılabilir.
342 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi