Page 355 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 4
P. 355
Süleyman Toy - Zeynep Eren
Kent formuna ait kentsel yüzeyler ve değişimi, kent geometrisi ve kanyonu
gibi özelliklere ait parametreler çoğu bilimsel araştırmada (Garuma 2018; Croce
ve Vettorato 2021) ve resmi kurumların çalışmalarında (NASA, USGS; United
States Geological Survey) elde edilmekte ve kullanılmaktadır. Arazi kullanım
yoğunlukları ve arazi örtüsü (AKAÖ) özelliklerinin değişiminin izlenmesi de
yine son yıllarda kent iklimine yönelik araştırmalarda özellikle hava ve uydu
fotoğrafları kullanılarak sıkça yapılmaktadır (Kaplan 2019; Tonyaloğlu 2019;
Güneş et al. 2021).
Bunun yanı sıra; kent içinde yürütülen insan faaliyetlerinden kaynaklı etkiler
parametre olarak ele alındığında sera gazı, partikül ve ısı emisyonu üreten
özelliklere ait verilerin elde edilmesi gerekmektedir (Masson et al. 2020).
Türkiye’de bu verilerin bir kısmı resmi kurumlarca (ör. ÇŞİDB; https://www.
havaizleme.gov.tr/; https://www.atlas.gov.tr/) ölçülüp takip edilse de bu alanda
özellikle veri analizi konusunda ciddi bir koordinasyona ihtiyaç duyulmaktadır.
Kentsel iklim özelliklerinin farklılaşmasına neden olan ve doğru
müdahalelerle etkisi azaltılabilecek faktörler arasında kent formu ve boyutu
ve kent içinde yürütülen insan faaliyetlerinden kaynaklı etkiler yer almaktadır
(Chen and Feng 2022). Bu özelliklerin parametre haline getirilerek özellikle
kentsel ısı adası oluşumuna dirençli kentler oluşturma amaçlı planlama ve
tasarım çalışmalarında kullanılması gelecek dönemde insan sağlığı, yaşam
kalitesi ve sosyoekonomik kalkınma açısından son derece önemlidir. Bu
bakımdan bir yandan kentsel özelliklerin parametre olarak veri elde etme ve
takip etme konusunda kullanılması diğer yandan da bu verilerin meteorolojik
şartlara ve uzun dönemli iklim elemanlarına etkilerinin izlenmesi hangi kentsel
özelliklerin iyileştirilmesi gerektiğini belirleyecektir Yang et al. 2019).
Bu kapsamda uluslararası literatürde yapılan uzun süreli çalışmaların
ardından Dünya Meteoroloji Örgütünün kentsel özelliklerin iklim elemanlarına
etkisinin izlenmesi ile ilgili geliştirdiği rehber niteliğindeki çalışmasından
(WMO 2023) hareketle Türkiye’de kentlerin iklim dirençli hale gelmesinde
hangi kentsel özelliklerin takip edilmesi gerektiği ile ilgili bu çalışmaya
ihtiyaç duyulmuştur. Çalışma kapsamında yukarıdaki tabloda verilen bilgiler
bir açıdan küresel özellikteki parametrelerin ülkemiz ölçeğine indirgenmesi
amacını taşımaktadır.
Verilen bu kentsel özelliklere paralel olarak takibi yapılması gereken
meteorolojik parametreler ve elde edilmesi gereken veriler ise yine Dünya
Meteoroloji Örgütünün daha önceki rehberlerinde belirlenmiş ve sunulmuştur
(Tablo 4; WMO 1976; 2006).
340 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi