Page 159 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 159
Abdüssamet Aydın - Necati Cem Aktuz
2.5. Hayvancılık ve Tarımın Entegrasyonu
Entegre hayvancılık ve bitkisel üretim, her iki üretim sisteminin bir arada
ve aynı alanda yapıldığı yaklaşım anlamına gelmektedir. Buradaki ana faktör
uygun zamanlarda hayvanların bitkisel artıkları tüketmesine, tohum ekimine,
ot gelişiminin azaltılmasına ve ekin alanında gübre ve ürenin düşürülmesine
fırsat verecek şekilde ürünlerin dikilmesi, büyütülmesi ve hasat edilmesine
olanak sağlayan yıllık üretim takvimlerinin geliştirilmesidir. Hayvanların geceyi
meralarda geçirmesini zorunlu kılmak hayvan etkisini oldukça arttırabilir. Ayrıca
gübre ve üre de ürün sistemlerine entegre edilmiş olur. Bu etkilerin başında
hayvan güvenliği gelmektedir. (FAO, 2018).
Tablo 8: Hayvancılık ve Tarımın Entegrasyonun Faydaları ve Zorlukları (FAO, 2018e)
raporundan yararlanılarak yazar tarafından düzenlenmiştir.
FAYDALARI ZORLUKLARI
• Ekin alanlarının korunma ve
kuşatılması ihtiyacı
• Dış girdilere bağımlılığın azalması • Yırtıcı hayvanları uzaklaştırmak
veya hayvanların dolaşmasını
• İktisadi gelirin çeşitlendirilmesi
ve topluluk kaynaklarının değiş izlenmesinin sağlanması
tokuşu • Hayvanların ekin alanlarında uzun
süre salınması toprak sıkışmasına
• Bitki ve böcek haşerelerinde
azalma sebep olabilir
• Toprak yüzeyine düşen gübre
• Hayvanların dahil edilmesi iş gücü çoğu zaman içinde tohum
maliyetlerini düşürebilir
barındırabilir. Bu durum uzun veya
orta vadede ot sıkıntılarına sebep
olabilir
2.6. Geleneksel Otlak Yönetimi
Tüm dünyada geleneksel kırsal topluluklar, doğal kaynakların azami
kullanımını sağlamak ve toprak kullanıcıları arasındaki çatışmayı engellemek
için tasarlanmış kompleks otlatma ve sosyal sistemler geliştirmişlerdir.
İster göçebe, ister yarı göçebe veya yerleşik sosyal geçim yapıları olsun,
hayvanları otlak büyümesine ve iyileşmesine olanak vermesi için arazi üzerine
salmaktadırlar. Bu genellikle nesiller boyunca geçen bilginin kültürel bir boyutu
olarak karşımıza çıkmaktadır. Fakat bu bilginin çoğu savaş, ekonomik gelişme
ve nüfus artışı gibi sebeplerle kaybolmuştur. Geleneksel sistemlerin yeni sosyal,
ekonomik ve çevresel koşullara uyumlanması arazilerin iyileştirilmesine, daha
iyi geçim kaynaklarının yaratılmasına ve şehirlere odaklanan göç olgusunun
önüne geçilmesine katkı sağlayabilir.
144 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi