Page 143 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 143
Orhan İnce, H. Abdullah Uçan, vd.
örnekler arasında tür ilişkileri saptanırken diğer yandan gölün sahip olduğu farklı
jeokimyasal ortamların mikrobiyal çeşitliliği ve bu çeşitliliğin mevsimsel değişimi
de ortaya konmuştur (İnce vd., 2021).
Salda Gölü’nden alınan örneklerin metabarkodlama sonuçları genel bir
çerçevede değerlendirildiğinde Proteobacteria şubesinin çoğu istasyonda
öne çıktığı görülmüştür ve bu sonuçlar Türkiye’de diğer göller için yapılan
çalışmalarla tutarlıdır (Özbayram vd., 2020, 2021). Ayrıca, Firmicutes,
Actinobacteria, Verrumicrobiae gibi pek çok şubeden mikroorganizmanın
tespit edilmiş olması, bu bölgedeki yoğun biyoçeşitliliği gösterir niteliktedir.
Bununla birlikte gerek Alphaproteobacteria gibi mikrobiyal evrimde önemli
ipuçları barındırdığı düşünülen sınıfın yoğun şekilde görülmesi, gerekse
de hâlihazırda tanımlanmamış pek çok taksonun bulunması göz önüne
alındığında; Salda Gölü’nün biyolojik açıdan oldukça önemli olduğu bir kez
daha ortaya çıkmıştır. Ayrıca, çalışılan iki farklı mevsim koşullarının kesin bir
davranış modeli belirlenemese de sediman ve mikrobiyal mat örneklerinde
nispeten düşük oranlarda değişime neden olmuşken, su örneklerinde daha
önemli farklılıklara yol açabildiği görülmüştür (İnce vd., 2021).
Yürütülen projeyle de kayıt altına alınan yüksek biyoçeşitlilik ve antik yaşam
izlerine ait bulgular neticesinde, Salda Gölü’nde gelecekte yapılacak bilimsel
çalışmaların ülkemiz ve tüm Dünya’ya, aynı zamanda bilimsel literatüre büyük
katkılarda bulunacağı görülmektedir. Salda Gölü’nün bir dünya mirası olarak
bu özelde mutlak korunması ve gelecek nesillere aktarılması gerekmektedir.
Bu gerekçe ile, bütüncül havza yönetimi anlayışı çerçevesinde bir
değerlendirme yapıldığında, Salda Gölü Su Toplama Havzası’nda kirlilik üreten
tüm noktasal ve yayılı kaynakların tam kontrolünün sağlanarak, kısa, orta ve
uzun vadede Salda Gölü’nün su kalitesinin mevcut durumunun korunarak
daha da iyileştirilmesi ve gölün mikrobiyal ekolojisinin korunmasına yönelik
çalışmaların yapılması gereği ortaya çıkmıştır. Başta evsel atıksuların nutrient
giderimi dahil olmak üzere ileri arıtma teknolojileri ile arıtılması, arıtılmış
suyun tamamen bölgenin tarımsal amaçlı su ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde
kullanılması, yağışlı dönemlerde ve kış aylarında arıtılmış suyun bölgedeki
mevcut su göletlerinde toplanması, ihtiyaç olduğunda bu suyun kullanılması
gerekmektedir. Tarımda kullanılan vahşi sulama yerine daha tasarruflu sulama
yöntemlerinin hayata geçirilmesi, daha az su tüketen ürünlerin yetiştirilmesi,
tarımsal üretimde kullanılan gübre ve pestisitlerin ilgili idarelerin gözetiminde
mutlak kontrol altına alınması, göl kıyısındaki mevcut araç yollarının turistik
amaçlı yürüyüş ve bisiklet yolu olarak kullanımının sağlanması, Salda Gölü
Su Toplama Havzası’ndaki mevcut yollardaki taşıt trafiğinin, karbon ayakizini
azaltacak tedbirleri içeren, ulaşımda yeşil dönüşüme imkan sağlayacak şekilde
planlanması, kesin korunacak hassas alanda bilimsel çalışmalar dışında hiç bir
128 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi